AKP’deki son Aleviler de istifa edecek mi?

Necdet Saraç

Başbakan’ın Karacahmet Cemevi için “ucube” benzetmesi Alevi dünyasından haklı olarak ciddi bir tepki topladı. Ancak…

Bu ülkede Alevilerin yok sayılması yeni değil. Hakaret edilmesi, aşağılanması, ders kitaplarında, romanlarda haklarında akla hayale gelmeyecek iftiraların yazılması yeni değil.  Cemevlerini ibadethane olarak görmemek de yeni değil. Alevileri Sünnileştirme çabası ise hiç mi hiç yeni değil…

Yeni olan bir tek şey var: Dün “İslam dairesi dışında” görülen ve “katli vacip” diye haklarında fetvalar yayınlanan Alevileri bugün ısrarla “İslam dairesi içinde” gösterme çabası! Bu “yeniliğin” de en önemli nedeni Alevi hareketinin güçlenmesi ve artık ele avuca gelecek şekilde her yerde görünür olmasıdır. “Görünür” hale gelen Aleviler, doğal olarak yalnızca konu mankeni olmayı reddediyorlar, kafalarındaki prangalar da kırıldığı için “madem senin inancın için oluyor, benim inancım için niye olmasın” diyorlar. Marabalıktan eşit yurttaşlığa terfi etmek, karar mekanizmalarında da bulunmak istiyorlar. Bunu engellemek için dün Alevilere dönüp “sizin İslam’la uzaktan yakından bir alakanız yok” diyenler bugün “vallahi billahi siz hakiki Müslümansınız” diyerek Alevileri içinden çıkılması mümkün olmayan bir “Gayya Kuyusu”na çekmek istiyorlar.

Öncelikle Alevilerin bu tartışmayı ellerinin tersiyle itmesi gerekir.

İkincisi, Erdoğan başta olmak üzere, AKP’lilerin, siyasal İslamcıların söylediklerinde yeni bir şey olmadığını ve bütün yapılmak istenenin AKP’nin kendi tabanını “kemikleştirmek” olduğunu artık görmek gerekiyor.

AKP, HAS Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş  ve DP eski Genel Başkanı Süleyman Soylu’ya yönelik önemli bir hamle yaptı. AKP bu hamleyi, BBP ve SP içinde halen önemli olan Erbakan’ın çocuklarına yönelik hamleleriyle güçlendirmek, MHP’yi de hareket alanı yalnızca “Kürt düşmanlığı” olan bir parti durumuna getirerek deyim yerindeyse yeni bir “Milliyetçi Cephe Partisi” oluyor. Söylemleriyle ve eylemleriyle de, bu “cephe” dışındaki kalan güçleri de cephenin dışına atıyor. Bu yeni durum, AKP’ye oy vermiş bu çevrelerde belli bir oy kaybına dönüşse de yarattığı yeni havanın kendisini iktidarda tutmaya yeteceğini hesap ediyor. Kendi tabanını kemikleştirmeye yönelen AKP’nin gözden çıkardığı en önemli toplumsal kesim Aleviler. AKP, hem 2010 Anayasa referandumunda, hem de 2011 genel seçimlerinde Alevilerin kendisine yar olmayacağını açıkça gördü.  Alevi çalıştayları, iftarlar, seçtirilen Alevi milletvekilleri, transfer edilen Aleviler, kurdurulan Alevi dernekleri çare olmadı. Alevilerin siyasal İslam’a, şeriata olan doğal refleksi, Alevileri bırakınız AKP’ye yaklaştırmayı, AKP’den daha da uzaklaştırdı. Bugün bile milliyetçi duygularla, Kürt düşmanlığı ile MHP’ye oy veren bir kısım Alevi dönüp AKP’nin yüzüne bile bakmadı!

Alevilerin desteğinden umudunu kesen Başbakan, bakanlar, milletvekilleri ve yargı bundan dolayı, Diyanetin Alevilerle ilgili dışlayıcı, aşağılayıcı ve dayatmacı görüşlerini daha rahat dile getirir oldular.  Bundan dolayı, Ebussud Efendi, İdris-i Bitlisi övülür, Cemevi’ne bile “ucube” denir oldu…

Bunlar, dün de, bugün de Alevilerle ilgili asla samimi olmadılar. Alevilere yönelik kin ve nefret bazen gizli, bazen açık hep var oldu. “Bunlar da değişir” diyen her Alevi her seferinde duvara tosladı. Kişilikli davranmayan, bunlar adına iftar sofrası düzenleyen, bütün dünyası AKP’ye şirin gözükmek olan her hamle hüsranla bitiyor. Polat Otel’de ya da Malatya’da düzenlenen iftar davetleri gibi…

AKP, bugün Alevileri tümüyle gözden çıkartmış, üzerlerine kocaman bir çarpı işareti koymuştur.  Bundan dolayı, 2011 seçimlerinde 9-10 Alevi’yi seçilebilir yerlerde milletvekili göstermeyi planlayan AKP, bırakın 9-10 milletvekilini, Reha Çamuroğlu’nu  ve Hüseyin Tuğcu’yu bile listelere almamıştır. Bugün, AKP’nin Alevilerle ilgili ettiği her laf, yalnızca basit bir kin ve nefret söylemi ile sınırlı değildir, genlerine yerleşmiş Alevi düşmanlığının dışavurumundan başka bir şey değildir!

Her şey bu kadar ayan beyan ortadayken, Alevi kimliği ile halen AKP’de yer almaya devam eden “son Alevilerin” de AKP’den istifa etmelerinin, kendilerini bilemem ama ailelerini, akrabalarını çok rahatlatacağından ve büyük bir utançtan kurtulacaklarından eminim!  AKP’deki tek “Alevi kökenli“ milletvekili olan İbrahim Yiğit’in de “artık yeter” diyerek istifa edeceğini ve böylece AKP’nin kalan son boyalarının da döküleceğini umuyorum…

 

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Required fields are marked *

*