BASINA VE KAMUOYUMUZA
"ALEVİ AÇILIMI" AÇILMADADAN ALEVİLERE KAPANDI
AKP’li milletvekili Reha Çamuroğlu yerel seçimler öncesi hazırlığın bir parçası olarak, bir süredir "yağmasak bile gürleyelim" türünden kamuoyunun gündemini "ALEVI AÇILIMI" ile meşgul etti. Bu adı konulmamış ve içeriği tanımlanmamış "açılım" her ne kadar AKP hükümetince sahiplenmez ise de, AKP ve hükümet kadrosuna "rağmen" sürdürülecek bir proje olamaz. Dolaysıyla AKP bu "Alevisiz Alevi Projesi"nin sahibidir.
Kamuoyuna sunulan tartışma ve "açılım" başlıkları, Alevi sorununu çözmek yerine, yerel seçimler öncesi çizilecek siyasi rota için ilk elden kamuoyu tepkisi toplamayı hedefliyor. Toplumda oluşan düşünsel yaklaşımları, önermeleri, alternatif yaklaşımları tespit ediyor ve buna göre dengeleri tanıyor. AKP’nin hesabıda bu dengeler ve pozisyonlara karşısında kendini konumlandırıyor. Ortaya çıkan her yeni tepki ve durum karşısında, AKP kendi içinde yeni taktikler belirliyor ve bunu "kşisel inisiyatiflere" havale ediyor. Bu nedenle Reha Çamuroğlu AKP’den bağımsız davranmıyor. Kendi ifadesiyle "parti disiplin ve hukukuna bağlı" çalşıyor. Yani partili bir milletvekili olarak kendi kafasına göre çalşmıyor. Yani tüm bu uygulananlar AKP’nin Alevi siyaseti ve stratejisinin bir parçasıdır. AKP siyaseti statik değil, dönemsel ihtiyaçları kendi hanesinin lehine hesaplayarak yol alıyor.
ALEVİ SORUNU SİYASİ VE HUKUKSAL ÇÖZÜM BEKLİYOR: BU NEDENLE DİYALOG DİLİ ASIMLASYONCU DEĞİL, ÇÖZÜM DİLİ OLMALIDIR
AKP hükümeti, Alevi sorununun çözümünde samimi değildir. Çünkü bir sorunu çözme iradesini göstermek için bazı kriterler vardır. Örneğin Alevi sorununun siyasi, demokratik ve hukuksal çözümle mümkün olduğunu kabul etmek. Alevilerin gerçek sorunları ve Geçmişte Alevilere yönelik inkarcı ve imhacı yaklaşım ve politika ile yüzleşmek gerek. AKP hükümeti gerek siyasi, gerek demokratik, gerekse hukuksal açıdan bir önermede bulunmuyor ve bu zeminlerde Alevilerle buluşmuyor. Geçmişle yüzleşmek yerine, unutturmak istiyor. Bu nedenle, “bazı Alevi örgütleri sorunun çözülmesini istemiyorlar” iddiası, aslında AKP’nin kendi yanlşlıklarını örtmeye ve Aleviler arasında ayrımcılık yapmaya yönelik bir taktiktir. Çözümden uzak duran AKP’dir. Bu nedenle çözüm ve diyalog dili yerine çatşma dili kullanıyorlar. Örneğin, AKP adına konuşan Reha Çamuroğulu’nun Alevi-Bektaşi kurumlarını kastederek, “Alevi cemaatinde büyük destek görüyoruz. Sorunları ortadan kaldırmak, bir grubun oyuncağını elinden almak olacak ama biz alacağız” , "bunlar Zibidi" ve "Şaklabanlık yapıyorlar" gibi ifadeler, bir "açılım", "kucaklaşma" ve diyalog arayşının dili olamaz.
SAMİMİYET VE DİYALOG DİLİ OLMADI. 298 ALEVİ KURUMUNDAN 292 RESMEN KATILMAMA KARARI ALDI, SADECE DAVET EDENLER KATILACAK
Edep ve erkan dşı olan bu "acılım" dillin Alevilerle buluşması mümkün değildir. Bu nedenle Türkiye’de faaliyet sürdüren 298 Alevi-Bektaşi kurumundan 292’si resmen katılmayacağını açıkladı. Diğer 6 dernek içinde resmen katılacağını açıklayan ise sadece üyelerine mahkemelik Abdal Musa vakfı’dır. Ayrıca yurtdşında faaliyet sürdüren yaklaşık 250 Alevi-Bektaşi derneğide bu "Iftar davetini" doğru bulmuyor ev AKP!ye güven duymuyor. Yani iddia edildiği gibi geniş bir kitlesel destek söz konusu değildir. Alevilere yönelik son 20 yıl içerisinde görev yapan hükümetler tarafından beş kez sözde "Alevi Açılımı" gündem gelmiştir. Hepsinin orak özelliği ise, projelerin "Alevisizdi", hükümetler resmen sahiplenmedi ve fiyasko ile Alevi-Bektaşi toplumun beklentileri, talepleri, hayalleri kırıldı ve onurları incitildi. Bu nedenle AKP hükümeti samimi ise, Alevi kurumlarının eleştirel yaklaşımını ve güven sorunu demokratik bir hak olarak görmelidir. Fakat AKP adına demeç veren Reha çamuroğlu ve diğerlerinin, eleştiri kaldırma sorunu olduğunu gösteriyor.
Kısaca özetleyecek olursak, AKP’li Bakan Yazıcıoğlu’nun dediği gibi, “kimsenin niyetlere dayalı beyanlarda bulunup da ortalığı karştırmasının anlamı yok”, ya da AKP Milletvekili Zafer Üskül’ün, “henüz ortada bir şey yokken" diyerek, aslında 60. hükümetin gündeminde Alevi sorununa ilişkin bir çözüm iradesi oluşmadığını itiraf etmelerine rağmen, bazı AKP’li Bakanların, milletvekillerinin ya da bu koroya katılan Islamcı köşe yazarlarının "Aleviler diyalogdan kaçıyor" değerlendirmesi mesnetsiz ve iyi niyetten uzak bir yaklaşımdır. Buradan açıkça hükümeti görüşmeye davet ediyoruz. Biz Alevi sorununun çözümünde varız. Katılımcı, şeffaf, demokratik kuraları benimsemek ve sorunun siyasi, hukuksal zeminde ve özgürlükçü laiklik ilkesine uygun çözümü için diyalog masasını kuralım.
ALEVİ SORUN TEOLOJİK DEĞİL, SİYASİ VE HUKUKSALDIR.
Eğer geçmşten bugüne kadar "çözüm" adına süregelen tartşma zeminlerini ve argümanlarını hatırlayacak olursak, siyasiler ve hükümetler, kendilerini hiçte ilgilendirmeyecek konularda fetvalar vererek adeta birer Ulema gibi, Alevi sorunu teolojik bir açıdan ele almaya kalkştı. Aleviliğin ne olduğunu tanımlamak için Aleviliği don biçildi ve "elbise dikildi". Fakat hiçbiri tutmadı. Alevilerin vicdanlarına ve inanç dünyalarına müdahale ederek, laiklik ve insan hakları çerçevesinde güvence altına alınan din, vicdan ve inanç özgürlüğü yine siyasilerce ihlal edildi. AKP hükümeti, Alevi sorununun çözümünde bundan farklı bir şey yapmıyor. Siyasi, demokratik, hukuksal ve diyalog zeminlerini değil, kendisini besleyen siyasal islamcı ve teolojik zemin üzerinden Aleviliği ve Alevileri asimilasyona tabi tutmak ve Sünnileştirmek istiyor. Yani "dananın kuyruğunun koptuğu nokta" teolojik sorun değil, hukuksal ve demokratik hakların gasp edilmiş olmasıdır. Alevilerle buluşmakta ancak hukuksal ve demokratik zeminlerde buluşmakla mümkün değildir.
BAŞBAKAN ALEVİSİZ ALEVİ İFTARINA KATILMAMALIDIR.
AKP’nin son günlerde bu yöndeki girşimleri Aleviler ve örgütleri tarafında boşa çıkarılmştır. Organize ettikleri "iftar projesinin" arkasında yerel seçimler hesabı ortadır. Bu iftar AKP hükümeti için bir sınavdır. Eğer sayın Başbakan, 298 Alevi kurumunda 292’sinin katılmadığı bu "Iftar sofrasında Alevilerle tanşma" toplantısına katılırsa, AKP’nin tek derdinin yerel seçimler yatırımı olduğu anlaşılacaktır. Eğer Başbakan hükümet adına mevcut Alevi örgütlenmelerini hiçe sayarak, ikbal-çıkar beklentisi içinde olan ve Alevi olduğunu iddia eden bir kaç şahsı partisine kazanmak, AKP güdümlü projeye ve “Federasyon” kurma girşimlerine destek verirse, eleştirilerimizin ne kadar haklı olduğu ortaya çıkacaktır.
İFTAR MI, SIYASİ ÇÖZÜM MÜ?
Kimlerden oluştuğu bilinmeyen bir “tertip komitesi“ adına AKP’li ve de Çamuroğlu isimli milletvekili tarafından bazı Alevi kurumlarımıza gönderilen IFTAR DAVETI, davet edilen ya da edilmeyen Alevi kurumlarımızca yapılan değşik toplantılarda değerlendirilmiş ve bu davete katılamayacağımız gerekçeleriyle kamuoyuna aktarılmştır.
Kaldı ki, Muharrem Ayı’nda Alevilerle toplu bir iftar yemeği düzenlemek, en iyimser bakş açısıyla bile, Aleviler ve Alevilik hakkında ne kadar bilgisiz olunduğunun göstergesidir. Alevi yol ve erkânlarında “Toplu Iftar Geleneği /Yemeği” yoktur. Muharrem Orucu bir matem orucudur. Bu ayda Aleviler Imam Hüseyin ve Kerbelâ şehitleri’nin yasını tutmaktadırlar. Alevilerin orucu, Sünni yurttaşlarımızın Ramazan ayında ibadetlerini gerçekleştirmiş olmanın coşkusuyla toplu iftar yemekleriyle açtıkları oruçtan farklıdır.
Ancak kendi güdümünde Alevi kurumsallığına soyunanların, “siyasal amaçlı toplu iftar” ile Alevinin mütevazı oruç açma geleneğini birbirine karştıracak kadar bu konunun cahili oldukları anlaşılmaktadır. Öğretimizde ve inancımızda MATEM ayında, çok yıldızlı otellerde, gösteriş içinde “iftar” alşkanlığımız olmadığından, bu son derece aykırı ve ayıplı tutumu tüm Alevi-Bektaşi kurumları olarak kınıyor, HIÇBIR AHLAKI TARAFI OLMAYAN BU KÖTÜ NIYETLI GIRŞIM KARŞISINDAKI ŞIDDETLI TEPKIMIZI kamuoyumuzun bilgilerine bir kez daha sunuyoruz.
Alevi toplumunun temsilcileri bellidir. Hükümet bu temsiliyeti ve tarafı görmezden gelip, yeni bir taraf ve temsil odağı yaratarak, Alevi-Bektaşi toplumuyla toplumsal diyalog kuramaz.
TOPLU İFTAR YEMEĞİ’NE KATILMIYORUZ!..
Başbakan Sayın Recep Tayip Erdoğan’ın da katılacağı, AKP Milletvekili Reha Çamuroğlu’nun çağrıcısı olduğu “Tertip Komitesi”nin, 11 Ocak 2008 tarihinde Ankara Bilkent Otel’de gerçekleştireceği “Toplu Iftar Yemeği”’ne katılmıyoruz.
Içinde bulunduğumuz Muharrem ayı AŞURE gününde, CEMEVI ve dergâhlarımızda, ALEVI- SÜNNI ve her inançtan yurttaşımızın hep birlikte barş içinde AŞURE paylaşacağını, kamuoyunun bilgilerine tekrar sunarız.
Kamuoyumuza saygı ile duyururuz. 11.01.2008
Saygılarımızla
ALEVİ BEKTAŞİ FEDERASYONU AVRUPA ALEVİ BİRLİKLERİ KONFEDERASYONU
Turan Eser, Genel Başkanı Turgut Öker, Genel Başkanı
Alevi Bektaşi Federasyonu, Toplam 177 Dernek
Hacı Bektaş Veli Kültür Tanıtma Derneği Genel Merkezi ve 78 Şube
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Merkezi ve 47 Şube
Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı ve 28 Şube
Ankara Cem Kültür Evleri Yaptırma Derneği
Seyit Garip Musa Sultan Kültür Derneği
Bozyüzük Hacı Bektaş Veli Kültür Sosyal ve Dayanşma Derneği
Hacı Bektaş-i Veli Kültür Tan. Yaşatma Anadolu Folklor Araş. Derneği
Yalıncak Sultan Kültür Tanıtma Yaşatma Türbesini Onarma Derneği
Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu: Toplam 9 Federasyon ve 250 Dernek