Cibril Var Haber Ver Sultân-ı Enbiyâya

KAZIM PAŞA

Cibril Var Haber Ver Sultân-ı Enbiyâya

Zâlimler el urup hep şemşîr-i can-rübâya
Kasd ettiter serâpâ evlâd-ı Mustafâ’ya
Devrân olup müsâid ol kavm-i bî-hayâya
İsal olundu bî-dâd ser-hadd-i intihaya
Kimler eder tahammül yâ Rab bu ibtilâya
Âmâc edip vücudun bin nâvek-d kazaya


Düştü Hüseyn atından sahrâ-yı Kerbelâ’ya
Cibril var haber ver sultân-ı enbiyâya

Cûş eyleyip belâya mânend-i mevc-i tûfân
Keştî-i eftl-i beyti ikildi şikest ü viran
Maktul olup ser-â-ser ashâb-ı âl-i zî-şân
Yek-tâ-rev oldu ol men çim âfitâb-ı rahşân
Her yandan etti savlet hınzîr veş Yezîdân
Ser-tâ-be-pâ vücudun zahm eyleyip kızıl kan


Düştü Hüseyn atından sahrâ-yı Kerbelâ’ya
Cibril var haber ver sultân-ı enbiyâya

Ashâb u âlînin hep kibarı vü sıgârı
Bir bir kılıp önünde azm-i huzûr-ı Bârî
Dil teng edip susuzluk tâ arşe oldu sârî
Ezvâc-ı tâhirâtın feryâd-ı bî-karârı
Her yüzden etti tazyik a’dâ o şehriyârı
Ahir çıkıp elinden dâmân-ı ihtiyarı


Düştü Hüseyin atından sahrâ-yı Kerbelâ’ya
Cibril var haber ver sultân-ı enbiyâya

Yârân olup ser-â-pâ mest-i mey-i şehâdet
Meydanda kaldı tenhâ ol mihr-i evc-i hacet
Bu hâl olup adûya ser-mâye-i cesaret
Etrafın aldı birden ol kavm-i pür-dalâlet
Yetmiş iki yerinden mecruh olup nihayet
Bundan ziyâde harbe Hak vermeyip icazet


Düştü Hüseyn atından sahrâ-yı Kerbelâ’ya
Cibrîl var haber ver sultân-ı enbiyâya

Ol şâh-ı din-penâhı tenhâ görünce düşman
Etti hücum u savlet şiddetle her taraftan
Bir hâle vardı âhir zahm-ı hadengd âhen
Mânend-i kasr-ı cennet cisminde oldu rûşen
Envâ’-ı yârelerden her canibinde revzen
Kâzım olup nihayet bî-tâb harb ederken


Düştü Hüseyn atından sahrâ-yı Kerbelâ’ya
Cibrîl var haber ver sultân-ı enbiyâya

 

MUSTAFA TOLUNAY

Soldu Bugün

Gelin ey ehl-i velâ cûş edelim çağlayalım

Kerbelâ fâciasın yâd ederek ağlayalım

Giyelim kisve-yi mâtem karalar bağlayalım

Matem-i Âl-i Abâ ile ciğer dağlayalım

 

Soldu eyvâh bugün Fâtıma gül goncaları

Öldürüldü Ali‘nin gönlünün eğlenceleri

 

Bilmek ister misin ey ehl-i velâ n"oldu bugün

Gül-ü bağı Nebevî, ne yazık soldu bugün

O Hüseynî alıcı, işte şehit oldu bugün

Mâtem-i Âl-i Abâ ile cihan soldu bugün

 

Soldu eyvâh bugün Fâtıma gül goncaları

Öldürüldü Ali‘nin gönlünün eğlenceleri.

 

Hastalanmış yatıyordu ol Ali-yyi Asğar

İnliyordu bir içim su diyerek o server

Sararıp solmuş idi hayf ki o mâh-ı enver

Bir içim suyu diriğ etti o zâlim ebter

 

Soldu eyvâh bugün Fâtıma gül goncaları

Öldürüldü Ali‘nin gönlünün eğlenceleri.

 

Sarılıp boynuna Zeyneb dedi ey Zeyn-el Âbâ

Edeyim göz yaşım ile seni yavrum işbâ

Ağlıyor şimdi bize ruh-i cenâb-ı Zehrâ

Göğsüme koy başını ağlama ey mehlika

 

Soldu eyvâh bugün Fâtıma gül goncaları

Öldürüldü Ali‘nin gönlünün eğlenceleri

 

Safder-i Kerbubelâ işte bugün oldu şehit

Gudve-yi ehl-i safâ işte bugün oldu şehit

Ziynet-i arz u semâ işte bugün oldu şehit

Muhibb-i Âl-i Abâ işte bugün oldu şehit

 

Soldu eyvâh bugün Fâtıma gül goncaları

Öldürüldü Ali‘nin gönlünün eğlenceleri.

 

İçdi çün cam-ı şehâdet o Hüseyn-i yektâ

Yere düştükte başı titredi Arş-ı A"lâ

Göklere çıktı aman velvele-yi vâ veylâ

Sen de eflâke çıkar nâleni "Hazmi" şeydâ

Soldu eyvâh bugün Fâtıma gül goncaları

Öldürüldü Ali‘nin gönlünün eğlenceleri

        

                                      Mustafa Tolunay

 

 

Es-Seyyid Hulûsi Efendi 

Kerbelâ Mersiyesi:

Kur’an edip tilavet Taha’yı öldürürler

Katleyleip imamı Yasin ederler ezber

Alkanlara boyandı dürdane-i Peygamber

Bak ne sitemler oldu evlad- Hel etâ’ya

Düştü Hüseyin atından sahray-ı  Kerbelâ’ya

Cibril git haber ver Sultan-ı  Enbiya’ya

Ol şaha eyledikçe her dem hücum-ı  leşker

Ok üstüne ok ururlar hançerler üstüne hançer

Meydanda şehber açmış tavus arşa benzer

Hayf ol garib-i küyi ferhunde pür hümaya

Düştü Hüseyin atından sahray-ı Kerbelâ’ya

Cibril git haber ver Sultan-ı  Enbiya’ya

Bir hadde erdi zahmi şimşir-i ter-nize

Kim ölmüş ol garibin azası rize rize

Ağuşu izzetinde bak beslenen azize

Bir merhamet eden yok mahbub-u Mürteza’ya

Düştü Hüseyin atından sahray-ı Kerbelâ’ya

Cibril git haber ver Sultan-ı  Enbiya’ya

Eyvah eğer bu işten Zehra olursa agâh

Bir nârâ ile sarsar hep kâinatı billâh

Eyler cihanı kuds-i ma’ruz-ı  şûle-i âh

Mazlûmenin bu âhı ateş  saçar semâya

Düştü Hüseyin atından sahray-ı  Kerbelâ’ya

Cibril git haber ver Sultan-ı  Enbiya’ya

Abran eyle ya Muhammed, ey Padişah-ı  Levlak

Manend-i zat-ı akdes sen dahi ağlar eflâk

Oğlun Hüseyn’e netti gör bu güruh-ı  nâ-pak

Nefrin ola bu kavm-i bî şerm-ü  bî hayâya

Düştü Hüseyin atından sahray-ı  Kerbelâ’ya

Cibril git haber ver Sultan-ı  Enbiya’ya

Ey cedd-i serfiraz-ı nureyn-i neyyi reynk

Bir başka hale girmiş dünyada nur-u ayneynk

Döşü mübareğinde gezdirdiğin Hüseynik

Başı kesildi geçti ser nize-i cefaya

Düştü Hüseyin atından sahray-ı  Kerbelâ’ya

Cibril git haber ver Sultan-ı  Enbiya’ya

Maktül olan eğerçi mazlum-ı  itretindir

Leb teşne-i zülâl-i dide-i hazretindir

Var katilin de seyret bu kendi ümmetindir

La’net bu nâkesan-ı bî  rahm-i bî vefaya

Düştü Hüseyin atından sahray-ı Kerbelâ’ya

Cibril git haber ver Sultan-ı  Enbiya’ya

Söyler kelam-ı hakkı batıl güruh istemez

Gittikleri tarika kibr-u Mecusi gitmez

İslâm’a bu cefayı kâfir de olsa etmez

Müslim denilmez asla bu kavm-i eşkıyaya

Düştü Hüseyin atından sahray-ı Kerbelâ’ya

Cibril git haber ver Sultan-ı  Enbiya’ya

Musa Tektaş/Sanat Alemi

 

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Required fields are marked *

*