HAYBER’İN FETHİ VE HZ. ALİ

Hz. Muhammed Hayber kalesini fethetmek için yarı yola kadar gitmişti. O zaman Medine’de bulunan Yahudilerin Müslüman ordusunu arkadan vuracaklarını duyar. Bunun üzerine Hz. Ali’yi gönderir. Hz. Ali o Yahudilerin hepsini sürgün edip şam’a gönderir. Ve Müslüman ordusuna kavuşur. Hayber Kalesi’ne varırlar. Kalenin gayet muhkem yedi tane burcu vardı. Yani yedi duvarla çevrili idi. Kale yüksek duvarların şekli de aşağıdan yukarıya harman şeklinde az mesafe ile kaleyi çevirmişlerdi. Kuran-ı Kerim’de bu duvarlara “Husun” şeklinde geçer. Savaş başladı. Hz. Muhammed birinci günü sancağı Ebu Bekir’e teslim eder. Ebu Bekir kaleyi fethetmeden geri döner. ıkinci günü sancağı Ömer’e teslim eder. Yine fethetmeden geri döner, hayatını da zor kurtarır. Ertesi gün Peygamber sancağı Hz.Ali’ye verdi. Hz.Ali kaleye yürüdü. ılk önce kırk kulaç genişliğinde olan su hendeğini aştı. Fakat Yahudiler, yağmur gibi ok fırlatıyorlardı. Hz. Ali Hayber Kalesi’nin kapısını koparıp sallayınca duvar nöbetçilerinden biri Hz. Ali’ye ne yapıyorsun? Diye sordu. Hz. Ali’de : Kalenin kapısını koparacağım, dedi. Nöbetçi şöyle cevap verdi : Yahu sen kapıyı koparacaksın, ama bütün kale duvarları sallanıp yıkılacak. Hz. Ali de : Kale duvarları yıkılırsa bana ne. Dedi. Yahudi, bu büyük kudreti Hz. Ali’den görünce : Ey Kahraman, sen kimsin? Dedi. Hz. Ali : Ben Ebu Talib oğlu Ali’yim, sizin Tevrat’ta ismim “ılya”dır. Yahudi : Ya Ali, sana ricam başinı açar mısın? Senin ılya olduğunu tanıyayım. Hz.Ali başinı açınca muazzam bir nur başindan semalara kadar yükseldiğini görür o anda secdeye kapanır (şükür secdesi). ıslamiyeti kabul edip : Ey Ali, benim dinim senin dinin üzerindedir, deyip iman eder.

Ardından Hz.Ali kapıyı kopardı, hendeğin üzerine köprü durumuna getirdi. Kapı hendeğin iki ucuna yetişmeyince Hz.Ali mübarek tek eli ile tutar ve ıslam askeri o kapının üzerinden içeri geçerler. Böylece kalenin birinci duvarından içeri girmişlerdi. ıslam askeri altı burcu geçemeğe muvaffak olurlar. Fakat yedinci burcu geçmek mümkün değildi. Çünkü gayet muhkem idi. Yahudilerin hepsi de yedinci burçta kalenin içine yerleşmişlerdi. Müslümanlar düşünüp taşindıktan sonra Resulullah (saa)’a şöyle bir teklifte bulundular : Ya Resulullah Hz. Ali’yi mancınık vasıtası ile atalım kalenin içine insin. Bu şekilde yedinci duvarı da geçmiş oluruz. Bu karar derhal tatbik edildi. Hz.Ali havanın üzerine basarak yedinci burca yürüdü. Hz.Ali yedinci burcun üzerinde durup Arap kabileleri arasında meşhur ve korkunç narasını bu Yahudilerin üzerine atmıştı. Onlar Hz.Ali’yi yedinci burcun üstünde ve o korkunç naralarını işitince herkes kaçar ve yükleyebileceği kıymetli eşyaları alır, alamadıklarını da kırmaya başlayıp müslümanların onlardan yararlanmalarını önlemeye çalışırlar. Sonunda ıslam ordusu Hz.Ali’nin vasıtasıyla yedinci burcu geçerler. Yahudilerin evleri basıldı ve kale feth olunur.

Kuran-ı Kerim bu fetih olayını şöyle anlatır : “Onlar, husunlarının (Kalelerinin) kendilerini Allah’tan koruyacağını zannetmişlerdi. Halbuki Allah, onlara hesaba katmadıkları yerden gelince kalplerine korku saldı. Kendi evlerini kendi elleriyle yıkmaya başladılar, müminlerde aynı tahribatı yaptılar. ıbret alın ey basiret sahipleri.
(Haşr – 2-3)

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Required fields are marked *

*