Bir Ayet Tefsiri:
“Siz, ikiniz, atın cehenneme, her inatçı kafiri” (Kaf 24.Ayet)
Sahabenin büyüklerinden Abdullah bin Mesud hazretleri anlatıyor: Bir gün Resulullah (saa)’ın huzuruna varıp dedim ki: Ey Resulullah, bana hak olanı göster ki gözümle onu görüp ona tabi olayım. Resulullah bana buyurdu ki: “Ey Mesud’un oğlu! Yanımdaki odaya bak, bakayım ne göreceksin?” Ben odaya girdim ve baktım ki, odanın içinde Ali bin Ebi Talib mevcut ve secde ve rüku halinde şöyle diyor: “Ey Allah’ım! kulun Muhammed’in hakkı için şiamın içindeki günahkarların suçlarını affet!” ımam Ali’nin dediklerini duyduğumda, olanları Resulullah (saa)’a bildirmek için tekrar geri döndüğümde, odanın içinde Resulullah’ın huşu içinde secde ettiğini ve şöyle duada bulunduğunu duydum: “Ey Allah’ım! kulun Ali’nin hakkı için ümmetimin içinde olan günahkarları affet!” Ben bütün olanları duyduğumda bayağı endişelendim. Resulullah namazını kıldıktan sonra bana buyurdu ki: “Ey Mesud’un oğlu, imandan sonra küfre mi sapacaksın?” Ben dedim ki: “Hayatının hakkı için, hayır bu hiçbir zaman aklımdan gelmedi. Lakin Ali’ye baktığımda şanı yüce olan Allah’tan, senin hürmetinin hakkı için duada bulunduğunu gördüm. Sana geri döndüğümde ise sen, şanı yüce olan Allah’tan Ali’nin hürmeti hakkı için dua ettiğini gördüm. şanı yüce olan Allah’ın katında hanginizin daha hürmetli olduğunu bilmez oldum.” Resulullah (saa) buyurdu ki: “Ey Mesud oğlu! Allah, beni, Ali’yi, Hasan’ı, Hüseyin’i kudsi nurundan yarattı. Allah varlık alemini yaratmak istediğinde, gökleri ve yerleri benim nurum ile yarattı. Allah’a ant olsun ki ben, göklerden ve yerlerden daha yüceğim. Daha sonra Ali’nin nurundan Arş’ını ve Kürsü’sünü yarattı. Allah’a ant olsun ki Ali, Arş ve Kürsü’den daha yücedir. Daha sonra Hasan’ın nurundan gözün siyahını ve beyazını ve melekleri yarattı. Allah’a ant olsun ki Hasan, gözün siyahlığı ve beyazlığından ve tüm meleklerden daha yücedir. Daha sonra Hüseyin’in nurundan Levh’i ve Kalem’i yarattı. Allah’a ant olsun ki Hüseyin, Levh ve Kalem’den daha yücedir. Bundan sonra doğusu ve batısı karanlıklar içinde kaldığında melekler şöyle nida ettiler: ‘Ey ılah’ımız ve Seyyid’imiz! Kudsi nurundan olan bu şahısların hürmeti hakkı için bizi aydınlat!’ Bunun üzerine Allah, birtakım kelimeler söyledi ve onlardan ruhu yarattı. Nur, ruhu üzerine alıp ondan Fatıma’tüz Zehra’yı yarattı. Ve onu Arş’ının önüne dikti ki, onunla doğusu ve batısı aydınlık içinde oldu. Bu sebeptendir ki, Fatıma’ya ‘Zehra’ adı verildi. Ey Mesud’un oğlu! Kıyamet günü geldiğinde şanı yüce olan Allah, bana ve Ali’ye şöyle buyuracak: ‘Sevdiklerinizi cennete geçiriniz ve buğz ettiklerinizi cehenneme dökünüz’ buna delil olarak şanı yüce olan Allah’ın ayeti şudur: ‘Siz, ikiniz, atın cehenneme, her inatçı kafiri’” Ben dedim ki: “Ey Resulullah! ınatçı kafir kimdir” Buyurdu ki: “Kafir olan benim nübüvvetimi inkar edendir. ınatçı olanlar ise Ali bin Ebi Talib ve zürriyetine karşi inatçı olanlardır.Cennet Ali’nin yandaşları ve sevenleri içindir.”
(el-Meclisi “Bihâr ’ül Envâr” C.40, S.43-44 / Muhammed Taki şerif “Sahîfet’ül Ebrâr” C.1, S.81-82 / şâzân bin Cibril el-Kummi “el-Fedâil” 128-129;Allamet’it Tubeli “Medînet’ül Meâciz” / es-Seyyid er-Radi “el-Menâkib’ül Fâhira fil-ıtret’it Tâhira / er-Revda / Enis Emir “Kuran’da Ehl-i Beyt” S.284-285)