Yılmaz Soyer
Çekildim, bir köşeden hisseme seyran düştü
Cibrilin kanadından bu ulu destan düştü
Kalemler yazdı kanla yüzyıllar ötesinden
Gelip anlattığına melekler pişman düştü
Dinledim gözyaşlarım sel olup aktı bugün
Zavallı gönlüm gamdan böyle perişan düştü
Kimi elest bezminde verdiği sözde daim
Kimine yalan riya, kimine isyan düştü
Bezm-i ezelden beri yandı yakıldı uşşak
Bir uzlete çekildik kavlimiz pinhan düştü
Her ayeti açıldı orda Ümmü’l-Kitab’ın
Aşıkın nasibine bâtın-ı Kur’an düştü
Yarıldı ortasından zülfikar oldu bahtım
Bir yanına aşk-ı Hak, bir yanına kan düştü
Yüzyıllar ötesinden Fatıma evladına
Tıpkı o gün misali ıstırap, hicran düştü
Yanağında Resulün dudaklarından izler
Gül gül parladı o dem melekler hayran düştü
Yıldızlar tek tek söndü Sahra-i Kerbela’da
En son Hüseyin mâruf O meh-i tâban düştü
İnsanlığın çöllere gömüldüğü andı o
Melekler indi sâf sâf, dediler “İnsan düştü”