Mustafa İyidoğan Dede
Zeynel Abidin ve kırktan bir eksik kadınları Kerbela‘dan Şam‘a götürlerken bir yerde konaklamışlar. Harabe bir binada kalırken Ümmü Gülsüm ve Zeynep Ana‘mız yani imam Hüseyin’in bacıları gece kapıda beklerken sahradan bir atlı, yani süvari bunlara doğru geliyor. Zeynep Ana süvariye şöyle sesleniyor;
Biziz bir canı yanmış bahtı kare
Olan dokuz civanı pare pare
Zeliliz dide giryan şimir elinde
Aman gelme esiriz ey süvare
Eğer olsa muradın malı dünya
Soydular kalmadı bizde bir çare
Feravan gözyaşım var Hüseyin‘e
Aman gelme esiriz ey suvare
Solup hamus anam Zehra çerağı
Salup derde bizi bu kavm i bağı
Çekilmiş sineme Abbas‘ın dağı
Aman gelme esiriz ey suvare
Soyuptur bizleri bestir bu asker
Aluptur kalmayuptur başda magfer
Kefensiz can verip şahzade Ekber
Aman gelme esiriz ey süvare
Ölüp serdarımız biz kalmışız har
Yatan çadır içinde dide hunbar
Sekine uykudadır görse korkar
Aman gelme esiriz ey süvare
Bugün çok çekmişiz derd-i musibet
Kalıpdır Kasım‘a nakama hasret
Kalup kırkdan bir eksik yaşlı avret
Aman gelme esiriz ey süvare
Hüseyin’i öldürdüler kerbelada
Kaluptur peykeri uryan orada
Götürürler bizi şama piyade
Aman gelme esiriz ey süvare
Kırılmış akrabamız natuvanız
Hüseyin vay nalesinden bağrı kanız
Yatup al-i Ali biz başı banız
Aman gelme esiriz ey süvare
Yıkılsın nola bu çarkın binası
Harap olsun görem dar-ı fenası
Oğulsuzdur Ali Ekber anası
Aman gelme ey esiriz süvare
Kenar ol imdi şur-u karşı kuram
Tamam bir birine dünyayı uram
Gelirisen ol alamdarı çağıram
Alemder babası İmam-ı Ali
Aman gelme esiriz ey süvare
Deme yok Zeyneb‘in bir gamküsarı
Ali tek var atam din tacidarı
Çağırırım ben ol düldül süvarı
Aman gelme esiriz ey süvare
Süvari cevap veriyor Zeynep Anaya, gelen süvari
Babasi İmam-ı Ali’yül mürteza, kızına şu cevabı veriyor;
Bugün ben de özüm sahibi azayım
Sizinle ağlarım çarğı begayım
Kızım korkma Ali‘yül murtazayım
İmdada gelmişem eğnimde kara
Ölüpdür sekiz oğlum natavanım
Seherde Kerbela‘da nuha havanım
Size zeynep kızım ben başı banım
Belaya sabredin yok başka çare
Dağılsın Kerbela sahrası yarab
Yezid i bihayaya verdi matlap
Seninle Şam‘a gidem korkma zeynep
Necef‘de girmezem her kez mezara
Eder kumru bu gamda ah-u figan
Olur kırk yıl bezminde giryan
Gezada eylerim derdime derman
Yanından koymazam olsun kenara
Kerbela’dan Medine’ye vardıklarında hazret-i Ali’nin hanımı Celal Abbas’ın ve Zeynep Ana‘nın annesi Ümmül-beni soruyor, kızı Zeynep Ana‘mız cevap veriyor.
Kızım Zeynep hani Şah-ı Medine
Olan ceddi peygamberden nişane
Sürur-u sineyi Zehra Hüseyn‘im
Ne oldu söyle hanimane
Cevab-ı Zeynep;
Ana oldum o sahrada gülüstan
Zemini kerbelada koptu tufan
Hüseyn‘i kestiler lep tesne kurban
Boyandı kumlar üzre cismi kana
suali Ümül-beni
Yanan kalbim yine kan ile doldu
Binayı takatım sabrım bozuldu
Kızım zeynep hani abbas ne oldu
Haber ver men Aliyi netavane
Cevab-ı Zeynep;
Haber alsan eğer Abbas‘ı benden
Kalmışdır peykeri uryan bedenden
Kalem oldu kolu düşdü bedenden
Döndü gül rengi zafirane
Sual-i Ümül Beni
Gidince küfeye ey canım medet
Götürmüşdün kızım sekiz bilader
Anlar kalsın hani şahzade Ekber
Ne oldu Yusuf‘u asri zemane
Cevab-ı Zeynep
Ölüp kardeşlerim şehri vatansız
Güdada başları gezdi bedensiz
Ali Ekber balam öldü kefensiz
Çıkup o çöllerde feryad aşümane
Suali Ümül Beni
Üzüldü ellerim Al-i Âba‘dan
Yanında kim kalıp pes akrabadan
Hani Kasım nişandır müşdebadan
Getir bir kez onun halin beyana
Cevab-ı Zeynep
Dutu toy Kasım‘a şah-ı şehidan
O toyda ağladı enbiyalar kan
Ölüp kendi otağın oldu talan
Gelini ettiler şama revana
Suali Ümül Beni
Ne için rengin solup nutkun çekilmiş
Ağarmış saçların efşan dökülmüş
Hilali nev gibi kadın bükülmüş
Dönmüşdür gül rengin zafir ane
Cevab-ı Zeynep
Soldu rengim Hüseyin‘den ayrılınca
Ağardı saçlarım Abbas ölünce
Ana naaş-i Ali ekber gelince
Büküldü kametim döndü kemane
Suali Ümül Beni
Yakın bildim harap olmuş Medine
Kırılmış Âl-i Aliyi ehli kıyne
Hani pes bülbülü sekine ne
Getir birkez onun halin beyane
Cevab-ı Zeynep
Sekinede ağladı küllü cihanı
Batırdı yası Al-i Âba‘yı
Kuru yerlerde verdi hasta canı
Döndü gülzar ömrü tez hazane
Kara günlerde kaldı Ali Askar
Hüseyin‘den sonra bin derde girifkar
Olup Kumru bu matemde azadar
Gözü yaşlı gelir daim figane