KURBAN

*KURBAN  GELENEKLERİMİZ.
Refik Engin

“ Her ümmete bir  kurban  kesecek  yer yaptık ki Ulu Çalab’ın  azık  diye  size  verdiği  dört  ayaklı davarlar orada tığlansınlar,sizin  tapacağınız  tek Tanrı’dır.Hepiniz  ona  teslim  olun, ona boyun  veriniz,muştala öz yürekli alçak  gönüllüleri.
Hacc Suresi ayet.34.Bedri Noyan (DEDEBABA) Türkçe Nanzum  Kuran.
TÜRKLERİN İslamiyetten evvelde Kurban gelenekleri vardır.Bu gün yapılanların tamamı  bu kurbanlardır.Sadece adları  ve bazı uygulamaları değişmiştir.
“ Türkler müslümanlığı kabul ettikten sonra , kurban âdetlerinde de değişmeler olmuştur.Buna ramen eski itikatların izleri  tamamen silinmemiştir.Hele, kızılbaş Türkmenlerde  ve kısmen Bektaşilerde bu hatıralar daha canlı kalmıştır.” ( 1 )

Kurban  konusu bir  uluslarda ve  dinlerde  vardır.Önceki dinlerde  kurbanı  ilahlarların  kızgınlığını  yatıştırmak işlenmiş  suçların  yükünden  kurtulmak  nedenleriyle tığlarlardı. İslamda  ise  kurban  tığlamak  işin  dış  yüzüdür.Aslında o insanın  gerçek  bildiği  yolda  bütün  yarar  ve  isteklerini malını  canını  feda ya  hazır  olduğunu anlatır.
Bektaşilerdede  diğer  mistik  kuruluşlardada nasip  almak yola  girmek  kurban  tığlamakla  başlar ve burada  asıl kurban  yola  giren  kişidir.Bu  nedenle  filan gün  kurban olduk  denir.Esas  bir  amaç  inançla  bağlanıp teslim olmak  ve  her şeyi  bu  yolda  kılmaktır. Ayetin  devamında da  Tek  Tanrı ya  bağlanmak  (Vahdaniyyet) konusu  vardır ki  amaç  budur.Tek Tanrı ya bağlanmak sonunda Hak  ile Hakk  olmak Mir’aca  erip  Hak Cemaline kavuşmaktır.
Yine Bektaşilikte  ikrar  verme töreninde Hakk’ın ardası sayılan  Mürşit katında  varışa  Miraç görmek denilişi bu nedenlerdir. Bedri Noyan (DEDEBABA) Manzum  Kur’an daki  açıklamalarından  alınmıştır.Syf.337
Kurbanın  geleneklerimiz  içinde  yeri  ve  önemi büyüktür. Kurbanlar  ulu  orta bir  yerde  kesilmez.Kesilecek kurbanın  kanı  kesimden  evvel  açılan  bir  çukura  akıtılır. Sonra  güzelce  kapatılır.Kurban  kesilecek  yer  gezinti yerlerin
den uzak bir  köşede  kesilir.Kesimden  evvel anneye göre  kurbanlar tekbirlenir.Tekbirleme  işlemi  yapılacağı  zaman  hane sahibi bir  kaç  sofra  olacak  şekilde  yakınlarını  çağırır.
Bu bazen  kurbanın  durumuna  göre  tüm  köy  erkeklerinin  gelmesi  ile de  olabiliyor.Tekbirlemeye  erkekler  katılmaktadır. Mürşit veya  bir  Derviş  tarafından çerağ  uyandırılır. Ananemize  göre  kesilecek  kurban  tekbirlemeden  evvel  tuz  yalatılıp  su  tutulur.Ancak  bundan  sonra  tekbirleme  yapılır.Tekbirleme işlemini  Mürşit  veya  Dervişin görevlendireceği  her  hangi bir kişi yapabilir.Tekbirleme  işlemine önce  sağ  ayağından  başlanır.Önce  eller ıslatılıp  hayvanın yüzü  ve kulak  boynuz  yanları  ellinin  tersi  ile  mest  edilir.
Getirilen kaptaki su ile el ıslatılarak topuktan aşağıya  sıvazlıyarak yapılır.aynı şekilde sol ayak ta yapılır.Diğer  ayaklara da aynı şekilde uygulanır.Hiç bir  zaman abdest aldırmada el aşağıdan yukarıya değil yukardan aşağıya yapılır.
Ayaklardan sırta geçilir.Sırtıda  üç  defa sıvazlanır.Abdest  aldırmada her uygulama  üç  defa  yapılır. Son defa  kuyruğunun  altına bir avuç  su  serpilirç.Hayvana  son  olarak  su  tutulur.Mürşit  dua  yapar  tekbirler  getirilir.Tekbirlenen  hayvan  bekletilmez  hemen  kesilir.
Kurban  tekbir  getirilirken sağ  ayağı  kurbanı getirenlerin biri tarafından  kaldırlır.Bu  kurbanı  kesecek kişi  olabildiği  gibi kurban  sahibi de  olabiliyor.
Kurban kesiminden evvel mutlaka bir  horoz kesimi yapılmaktadır.  Aynı uygulamanın sünnet yapılırkende yapılması düşündürücüdür.Kurban  getirilirken ve götürülürken  kötü  muamele yapılmaz.
Kurbanları  kesenler  genellikle tarikat  kökenlilerde kurbancı  Dervişleri ve Kurbancı Dedeleridir.Yanlarında yardımcıları vardır.Kurbancılar  genellikle kurbanları bağlamadan keserler.  Mutlaka  sağ  arka  ayağını  kesim esnasında serbest  bırakırlar.Kurban  kesilirken kıbleye döndürülür.Son defa su  tutulur.Tekbir uygulaması Amucaların her iki tarikatında  benzerlik  göstermektedir.Tekbir öncesi  Baba veya Derviş 
Bismi Şah Allah Allah
KURBANI HALİL  DELİLİ CEBRAİL  FEDA İSMAİL  TEKBİRE  TEKBİR
ALLAHÜ  EKBER  ALLAHÜ  EKBER LAHİ LAHE  İLLALLAH   ALLAHÜ
EKBER  ALLAHÜ  EKBER  VE  LİLLAHİ  İLHAMD (4 defa okunur).

Burada bulunan  Derviş veya Baba dua yapar.
Bismi Şah Allah Allah
Kurban sahiblerinin  kurbanları kabul makbul ola ,gönül  muratları hasıl ola,Hak muhammed Ali Hazreti Pir ,Balım  Sultan  yardımcıları gözcüleri bekçileri ola,Allah Erenlerim  görünmiyen bilinmiyen kazalardan ,kuru iftiralardan muhafaza  eyleye,Hanelerini  şen mahmur olaKorktukları  yerlere  uğratmayıp umduklarına nail  eyleye nuri nebi keremi Ali  Pirirmiz Hacı Bektaşi Veli demine  devranına yoluna erkanına  Hü Doost.
Bu kurban duası Halife Halil Tiryaki Babadan  yazılmıştır.
ŞEYH  BEDREDDİNİ  ERKANINDA  KURBAN  TEKBİRLEME .
Şeyh Bedreddinilerd ki kurban tekbirleme ile Bektaşilerdeki kurban tekbirleme arasında  fazla bir fark olmamakla bazı farklılıklar vardır.
Önce Kurbana  su gösterilir.Baba ve dede kurban tekbirinden evve  şu duayı okur.Bu aynı zamanda erkanlarında çırak uyarmadada okunmaktadır.
Bismillahirrahmanirrahim
İnna  fetânâ  leke   fethan mubinan   liyak ferlek  Allahü  mateat deme   sırrı evliya  ve embiya  hanedan  Muhammed Ali ervahi musahi  Şahı Bedreddin elinden  hüdaya  tekbir edelim.
BER CEMAL-İ MUHAMMED  KEMALİ İMAM HASAN İMAM HUSEYN  ALİ RA BÜLEND-E SALAVAT, ALLAHÜMME SALL-İ ALA SEYYİDİNA MUHAMMED-İN  AL-İ MUHAMMED. Ve fatiha okunur.
Allah Allah
Canların  kurbanları  kabul  ola, muratları hasıl  ola, bu  kurbanlar  İsmail’e inen  koç  kurbanın  yerini  tutmuş  ola,  tümünce  sebabı  ola, huzuru mahşerde  altlarında  Düldülle ri ola ,sıraat  köprüsünü  geçirmiye  kısmet nasip eyleye
Bu kurban   etkbirleme  ve duası  Kısmet Aktaş Babadan yazılmıştır.
Amuca Kabilesi Kurban  geleneklerinden  sadece EKİM KURBANI  ve OTMAN BABA  kurbanı  untulmuştur.Otman Baba  Kurbanını  Seyyit Ali sultan’a bağlı Kızıldeli Bektaşileride  hala  uygulamaktadırlar. Bu gün hala  bazı  köylerimizde  şu kurbanlar gelenekleri yapılmaktadır.
AMUCA KABİLESİNİN   93 göçüne kadar her ilk baharda OTMAN BABA ya hayırlı yağmurlar yağması için kurbanlar kesip tığlanmak imiş.Savaşlar ve ekonomik çöküntü yıllarında oluşan göçler bu geleneği unutturmuştur.Yinede bazı köylerimizde   Otman baba ya kurban kesilip muhabbetler açılmaktadır.
Kırklarelinin DeveÇatağı köyünda Çeşmekolu Kızılcıkdere yolu üzerinde bir Otman Baba  nazarlaması vardır.Her yıl Otman Baba ya bu köyde Bektaşiliğe devam edenlerimiz Derviş Ali Açıl’ ın evinde toplanarak kurbanlar tığlayıp muhabbet açıyorlar.
1.Orak Kurbanı,2.Girdi Perşembe Kurbanı,3.Çıktı Perşembe Kurbanı, 4.Kadın Kurbanı,5.Asker Kurbanı,6.Evliya ve yatır Kurbanları 7.Nasip Kurbanı, 8.Bayramlar da  kesilen kurbanlar, 9.Geleneksel TOPÇU BABA ve GÜL BABA Kurbanları,10.Vefat  edenin ardından  kesilen  kurbanlar. Ayrıca  ev  temeline  ve yeni alınan traktör ve taksi gibi eşyaya kesilen  kurbanlar,vardır.Kurban  geleneğinin geçmişimiz  deki uzantıları aşağıdaki örneklerden  daha iyi anlaşılacaktır.
“ Yere  kurban  kesme  ve kış  mevsiminde  korku ile kutlama ve  su  serperek kötü  ruhlardan  temizlenme gibi adetleri  yaparlardı.  “(2).
“Yılın beş ve sekizinci  aylarında  ruhlara  kurban  sunmak için  toplanılırdı.” (3).
Yukarda  kısa  olarak  belirtilen eski Türk  kurban geleneklerinin  kaybolmuş  olduğunu  söylemek  yanlış  olur. Hiç  bir köklü  gelenek  kendiliğinden  kaybol mamaktadır.Var oluşlarıda  bir nedene  bir kökene  dayanması gerekmektedir.Bu idda mıza  örnek  5 ve 8 ci  aylarda  girdi ve  çıktı Perşembe kurbanlarının  yapılması  bazı uygulamanında  aynen yapılması bunun  ispatıdır.Açıklamalarda  daha  iyi anlaşılacaktır.
Kurban üzerine yazılmış bir nefesi yazıyoruz.

Akıl ermez  yaradanın  sırrına
Muhammed Aliye indi bu  kurban
Kurban olayım kudretin  nuruna
Hasan Hüseyin’e indi bu kurban

Ol zaman Zeynel’in destinde  idim
Muhammed Bakır’ın  dostunda  idim
Cafer-i  Sadık’ın  postunda  idim
Musa Kazım Rıza ya indi bu kurban

Muhammed Taki’nin  nurunda   idim
Aliyyul  Naki’nin sırrında   idim
Hasanül askerin    darında   idim
Muhammed Mehdi ye  indi bu kurban
Aslı  Şahı  Merdan güruhu naci
Hakikata  bağlı  bu yolun  ucu
Senede bir kurban talibin borcu
Muhammed Mustafa ya indi bu kurban

Tarikattan Hakikata  geçenler
Cenneti alaya hülle  serenler
Muhammed Ali’nin yüzün görenler
Erenler aşkına indi bu kurban

ŞAH HATAYI’m  der bilirmi her can
Kurbanın  üstüne   yürüdü  erkan
Tırnağı tesbihtir kanıda mercan
Oniki İmama   indi bu kurban

1.GİRDİ PEŞEMBE  KURBANI.

Hıdırelleze 3 perşembe  kalınca  yapılmaktadır.Yetişen ekinlerin  yeşilini  gösteren  Yaradana  bir  şükran ifadesi için  kesilmektedir.tüm köylerimizde  kesilecek kurbanlar  için belli bir  miktar  para kurban  kesiminden  bir gün evvel bir  kişi tarafından  toplanır.Bu paraya GROMA  adı verilmektedir.
Toplanan  para herkezden  eşit  miktarda alınmaktadır.Bazen  adağı  olanların  adak  kurbanlarını  bu günde  kesilmek için  verdikleri de  olmaktadır.Kurbanlar  köylerimizde KURBANCI lar  tarafından   pişirilmektedir.Bektaşiliğe ve Bedreddiniliğe devam  eden  köylerimizde kurbanları  KURBANCI DERVİŞLERİ ve  KURBANCI DEDELERİ  pişirmektedir.Kurbanlar belli  yerlerde  pişirilir.Bazı  köylerimizdeköyün ileri gelenlerin  evlerinde Mürşitlerin, Dervişlerin,Dedelerin hatta  Muhtarların evlerin  de pişirlmektedir.Kurbanlar pişirildiği  zaman  her mahalle den belli kişiler  kurban kabı alarak  dağıtacağı hane  sayısına göre  pay  alır  ve dağıtır. Bazı  köylerimizde  ise  belli  haneler  bir yere  toplanarak  evlerinden  getirdikleri  hazırlıkları  ile  çoluk  çocuk kurban  yeme  yapıyorlar.Küçük kız ve  erkek çocukları bu gün  de birbirlerini  ıslatır  şakalar yaparlar.Bu şaka yapılan ve  ıslatılanlar  ANASININ  İLKİ (ilk doğan bebeği) sonuncusu  ve köyde  tek  isimliler ıslatılırdı.günümüzde yeni nesiller  tarafından bilinmediği  için uygulanmamaktadır.
Zaten hanelerimizde  çocuk  sayısı  genellikle  iki olduğun dan ayrıca  yeni  isimler  nedeni  ile  tek isimli olanlarıda hesaba  katarsak   bu gün uygulansa  ıslanmıyan kız ve erkek çocuğu  pek  kalmıyacaktır.
Kurban  geleneklerini  tanıtımı  yaparken  Eski Türklerin  Su serperek  ruhlardan  korunma  yaptığını  yazmıştık.Bu uygulama günümüze  kadar  amacı ve inancından  uzaklaşarak uygulandığı halde  nedeni  bilinmiyen sadece görenekten dolayı yapıla gelmiştir.Bu günde  hiç  kimse  kurbanlar kesilene kadar işe gitmez.Acil  olmadıkça  o gün işe  gidilmez.Adında anlaşılacağı gibi  PERŞEMBE  günü  kesilmektedir. Bir çok kurban  geleneğimi zin   perşembe  günü  yapılamsı  bu  konun uzmanlarınca  araştırılıp  çıkarılması  gerekmektedir.
Girdi perşembeden  başlıyarak  ,perşembe  günleri  eskiden  çamaşır yıkan mazmış.Mecburiyet  durumlarında  gözden  uzak  yerlere  asılarak  kurala uymıya  çalışılırmış. yine bu günde  Ava gidilmez ,makas ile iş görülmez,evlerde  sıva yapılmazmış. Bu tür işler daha  evvelden  yapılır  veya sonraya  bırakılırmış.
Bu gün  böyle  uygulamaların  pek  yapılmadığı  gibi yeni  nesillerin  bilgiside  yoktur.Türklerin  İslamiyet  evveli kurban gelenekleri  din  değişikliği ile sadece isim değiştirmiştir.  Allah  adına  kesilmiye başlanmıştır.Toplumların birlik  ve  beraberlik  inanç yönünden  bir  uygulama  olması dolayısıyla yararlı olmaktadır.Girdi pereşembe kurbanından bir hafta sonra genellikle  çiğdemler  gezdirilirmiş. 
2.ÇIKTI  PERŞEMBE  KURBANI.
Hıdırellezi  dört  perşembe  geçtiği  zaman yapılmaktadır. Bizlere  yeşili  gösteren  Yarada na  ekinlerimizin boy attığınıda  gösterdi  diye  şükranlarını  belirtmek amacıyla  kesilmek tedir.YEŞİL PERŞEMBE  olarak  bilinir.Girdi Perşembe kurbanı ile  Çıktı  Perşembe  Kurbanı  arasında  7 Perşembe  sayılır.Nedenini  sorduğumuzda  bilmediklerini söylüyorlar. Elimizde  bu konu ile  yazılı  bir  belge olmadığından sözlü kayıtlarda amacı  tam  olarak belirliyemediğinden açıklıyamıyoruz. Davarların yaylalara çıkma  günü de bu günlerde oluyormuş.
Hıdır elleze bir ay kala  kurbanlar  kesilerek çıkılıyormuş. Bu  geleneğimiz  ortaasya  kültürünün  devamı olarak günümüz de yeşil perşembeye  dönüştüğünü  sanıyoruz.
Bu tür  geleneklerin  neden ve niçin  hangi  amaçla yapıldığını  bilenlerde  azalmaktadır.Bilgi verenlerinde  konu  ile ilgili  bilgilerin gayet basit  ve detaylara  inmeden bilinmesi  bu tür  konularla  ilgilenelere  birşeyler verememektedir.
Yanlız  hemen  hemen  her  yaşlımızın  söylediği  söz”  Böyle  gördük  böyle inandık devam  ettirmiye  çalışıyoruz diyorlar. Girdi  perşembe  kurbanınındaki  para  toplama  ve  evlere  dağıtma  veya  kurban  yeme  aynen  uygulnmak tadır.Kurbanlar  kesileceği hanede  tekbirlenir  ehli  kişilerce  kesilip pişirilir.Eskiden  bu tür  kurbanların  tekbirlenmesi  ve kesilmesi en  yakın  tekke de  kesildiği söylenmektedir. Yine  acil  işi  olmadıkça  kurban  kesilene  kadar  mümkünse o gün   pek  işe  gidilmez.Kurban  dağıtımı esnasında köye  gelen  herhangi  bir  kişi  veya  konar göçer  dahi  olsa hesaba  katılarak  onlarada  pay  ayrılır.ayrıca  kalabalık  misafi ri olan  hanelere  ayrıca  fazla  pay  verilir.
Kurban  kesildiği  günler  eskiden  kadınlar  ve kızlar işe  gidilmediğinden  fırsat  bilerek  köyün  belli  bir  yerine  toplanarak  oyunlar  oynar  eylenirlermilş.Bu gün  bu uygulama yapılmamaktadır.Çıktı perşembe  kurbanı buğdayların başağa kalktığı zamandır.Hala  uygulanan geleneklerimizdendir.
3.ORAK  KURBANI.
Adında  anlaşılacağı  gibi orak ayında  kesilen kurbanlarımızdandır.Geleneğimiz  kurbanı “ kaz kes ama tez kes “ diye  buyurmuştur.Diğer kurbanlarımıza  nazaran bu kurbanımız cumartesi günü  kesilmektedir.Girdi ve çıktı perşembe kurbanla rındaki gibi para toplanılması ve yenilmesi aynen uygulanır. Bu  geleneğimiz  her  ne kadar Ortaasya kökenli geleneklere dayanıyorsada  Amucalarda  başlanılması olayı yakın  zaman içinde  denilmektedir.Aslında  unutulan veya unutulmıya yüz tutan geleneğimizin  zamanın  ileri görüşlü inançlı kişilerin ce  yeniden  uygulama ya konulmasıdır.
Kesin  olarak bilinmemekle  birlikte  günümüzde tahmin edilen yılı ile 1850 yılla rı başlarında Havyalı burgaz ın Belören diğer adı ile Belveren köyünde DELİ MEHMET isminde biri tarafından başlatıldığı söylenmektedir.Hali  vakti  iyi olan bu kişi o yılın da bereketli olması  dolayısıyla tüm civar köylerede haber salarak kurban kesip  tığlıyacağını söylüyor.O zaman tüm kabile  ŞEYH BEDREDDİN tarikatına  devam etmekte  imiş.O gün den  sonra  tüm Amucalarda  her  orak başında  orak kurbanı kesilir  olmuş.Bu geleneğimiz bu  vesile  ile  yeniden can
landırılmıştır.Çünkü o devrin  şartlarında  bir  şeyi millete kabul  ettirmek  kolay değilmilş.Bu gün tüm Amuca kabilesinde yeşilinden  sonra başağını da  gördüğü  için kesilen kurbanlardan  sonra  hasat zamanıda orak  kurbanı kesilmektedir.
Yaradana  kulları  tarafından  şükran ifadesi olarak kesilmektedir.Evlere  dağıtım ve yeme  diğer kurbanlarla aynıdır. Kişileri bir vesile  ile toplaması kaynaştırması açısındanda yararlı  olmaktadır.
Kaynak kişi.Şevket Gürses. Kılavuzlu/Tekirdağ.1947.İlkokul.
4.EKİM KURBANI.
Bu kurban  geleneğimiz  daha  evelden  Amuca köylerinde yapılıp yapılmadığını  tespit  edemedik.Yakın  zamana  kadar yapılan bu geleneğimizin  niçin  terk  edil diğini bilemiyoruz.Yanlız yakın zamana  kadar Babaeski ilçesinin Osmaniye köyü
müzde bu geleneğin yapıldığı söyleniyor.Bu kurban geleneğinin kalkmasına  ne den  olarak  sünnileşme  yolunda iken bazı  bilir bilmez kişilerin  halka  günah  korkusu yaymaları ve  eski gele neklerimizin  yanlış  olduğunu  idda etmelerinin
yol  açtığı söylenmektedir.Yapıldığı  yıllarda 3-4  adet kurban  kesilir pişirildikten  sonra  köyün  belli   kesimlerinde  bölünerek dağıtılırmış.Bu bölgelerde  herkez
daha  evvel  evinde  hazırladığı bazı  yeyecek  ve içecekleri de  yanında getirir miş.Bu getirilen  yeyecekler  orada bulunanlar  ilke paylaşılır hep  beraber yenirmiş.Kurbanlarda bu tür uygulamalar sadece Amuca kabilesinde  değil Ali Koçlular dada görülmektedir. Gelirken  yanlarında  tatlılar,hoşaflar ,yoğurtlar, pideleri,çörekler,getirilirmiş.Kurbanlar  köyün ileri gelenlerin evlerinde  kesilir miş.Bu  geleneğimiz  ekim  ayının  hemen  önünde ekime  başlamadan  kesilirmiş.Diğer  kurbanlarda olduğu  para  toplanırmış.Halktan  toplanan  paraya yine  diğer köylerimiz  de olduğu  gibi GROMA denilirmiş.yine  bu geleneğimiz de adak lar verilirmiş.Hakk’ın  yeni bir  ekim döneminden bolluk bereket  vermesi  için  yapılıyormuş.
Kaynak  kişi.Halil Ulu.1935. Babaeski/Osmaniye.İlkokul

Bu gün  halkın  birliği  açısından  yararlı  olan  bu tür  geleneklerin  bilgisizliği  ve  cahilliği  yüzünden  kalkması  acıdır.Müslümanlık  adı  altında  yapılanların  aslı  ve  gerçeği ile  hiç bir  ilgisi bulunmamaktadır.Geleneklerimizin  niçin ve  neden  yapıldığını bilmiyenler  tarafından ortadan  kaldırılması  manevi  değerler  yanında  getireceği sorunları  da düşünülmelidir.Kişisel bazı görüşler  için  top lumların  düzenini bozmak  bize  yarar  getirmiyecktir.

5.KADIN  KURBANI(KARI).
Bu gün  bir  çok  AMUCA  Köyünde  halen  yapılmaktadır.Bu  kurban  gele neğimiz  orak  kurbanından  evvel  arpa  orağı  zamanı yapılmaktadır.Kadınlar belli  bir  yerde  toplanıp ,evlerinden hazırlayıp  getirdikleri  yiyecekleri  orada buluna herkezce yenecek  şekilde  paylaştırılır.Bu  kurbana kadınlar ,kızlar ve küçük  çocuklar  katılmaktadır. Yanlızca  dua’ya  bir Mürşit veya  Derviş  gelir  dua bitimin  de  ayrılır.Sofra  kalkımından  evvevl şükran dua’sını Derviş veya Mürşit (Baba)  eşleri  bacı analar  yapar. Bu  geleneğimiz  eskiden  belirlenen  günden  evvel  bir kaç kişi  evleri  gezerek  buğday ,un ve benzeri  şeyleri toplıya
rak  o günün  şartlarında  yapılacak  kurbana  malzeme  ve  fazlalığını  satarak  diğer  ihtiyaçlarını  karşılıyorlarmış.  Ayrıca  satılan  erzaktan  alınan  paradan  küçük  çocuklara   şeker  alınıp  dağıtılıyormuş.Kurbanlar belli  bir  yerde  ya pıldığı  gibi  özelliği  olan  evlerde  yapılmaktadır. Bu  evler  yatır,adına  çırak  olan  nazarlamalar,Derviş ve Mürşit  evleri  olabilir.Bu kurban  geleneğimizde de adaklar kesilir. Bu tür  kurbanların  toplumların  birlik  için  iyi  bir  örnek teşkil etmektedir. Bu gibi  konularda  kesin  yargılar  ile yaklaşmamalıyız.Böyle geleneklerimizin Türk  yoplumuna  Müslümanlılık  ile girmemiştir.Sadece  isimleri  amaçları  değişmiştir. Çünkü Türkler müslümanlıktan  evvel  de Müslümanlın  istediği kurallar içinde yaşıyorlardı.Türkler  müslümanlığı geleneklerine uyduğu  için kabul  etmişlerdir. Ayrılıklar Arapların belli zaman  sonra eski  yaşantı  ve geleneklerine dönmeleri ile Arapçılık ülküsünden  bir türlü kurtulamamalarından çıkmıştır. Her millet  eski inanç ve geleneklerini  din  değiştirse bile  bırakamamıştır.Bu Türkler  olduğu  kadar Araplar içinde geçerli dir.Kız evlatlarının  erkek  evlatları  yanında ikinci sıra da yer  alması bize  Arap lardan  geçmiş  kötü bir gelenektir.
Müslümanlıktan  evvel Kaan karılarının savaşta ölen eşinin  yerine  ordunun  başına  geçtiği bilinmektedir.Amuca Kabilesi  mensupları kadınlarına  verdiği  önemi onların adı ile bir  kurban geleneği  yaparak kanıtlamışlardır.Hala Amucaların  Şeyh Bedreddinilerinde ve Bektaşilerinde  kadının rızalığı olmadan  Mürşit,Derviş, ve Dede  olunamamaktadır. Müslümanlıktan evvel kadının yeri ve önemi Türkler arasında büyükmüş.Bunu eski destanlarda da görmekteyiz.

“ Yaradılış  destanında  Tanrıya  insanları  ve  dünyayı yaratması için fikir ve ilham veren  Ak -Ana bir kadındır. Türk sanat dünyası destanlarımızdaki Ak ana motifi karşısında  hareketsiz kalmıştır.” (4).

DEDE korkut  destanlarında  kadın, Türk toplum  hayatında erkeğe  yakın  hatta  onunla  her yönden  ortak  bir hayat  sürer.At biner , silah  kullanır, kısacası  erkeği  kadar  savaş  gücü  olan  bir kadındır. (5).
Kaynak kişi.Hanife Çetin.Kılavuzlu/Tekirdağ.1931.İlkokul.

6.NASİP  KURBANI.

AMUCA  Kabilesi bilindiği  gibi  halen  iki  tarikata  devam etmektedir.Bu  tarikatlara  girenler  erkanlarına göre  belli  kurallar  içerisinde bir kurban kesmek  zorundadır.Buna NASİP  kurbanı  denir.Bedreddinilerde ve Bektaşilerde her kişiye bir  kurban  kesilmektedir.Bazen  Bedreddinilerde eşlerin  bir kurban  kestiği  oluyorsada  eli  erdiğinde bir  adet  daha kesermiş.Her  yola  giren kişi  bu  kurbanını  mutlaka  keser. Eğer  çeşitli  vesilelerle hayatta iken nasip  kurbanını kesememiş olan varsa  geride  kalan mirasçıları  mutlaka vefatının 40.cı  gününe  kadar  kesmelidir.Bektaşilerde ve Bedreddiniler de  toplu nasib  olduğu  zaman  her  çiftin bir adet kurban kesmesi  istenmektedir.Çünkü  fazla  kesilen kurbanlarının ziyan olmaması  içindir.Bazen  nasip alan gençlerin  nasip kurbanını  kestiğide  görülür.  Şeyh Bedreddini tarikatı  mensupları  diğer  Ehli Beyt tarikatı mensubu  kişileri  nasip kurbanını  kesmiş  olması şartı ile içeriye  almaktadırlar.Halk  arasında  kurban insanın  diyetidir ,yola  girip  buna  uymıyan  eksik  derler.Nasip  kurbanı kesildiğine o gece  muhabbet  açılır  beraber  nasip
alan kar daşları  mutlaka  çağrılır.Bu kişiler  kurbana gelir  kendi kurbanı  gibi  hizmet  ederler. Bu gece  semaha nasip kardaşları  nasip  sırasına  göre  kalkarlar.
Trakya da Amuca Bektaşileri ile Ali KOÇ Babalıların mensupları arasında  nasip kurbanından yola girip nasip görmiyenin  yememesini isterler ve inanırlar.

7.ASKER KURBANLARI.

Bir  ana ve babanın  en büyük  mutluluğu  oğullarının  askere gitmesidir.Kabilede  askerliğini  yapmamış  kişi halk deyimi ile yarım  insan sayılır.Askere  giderken gönüllü gidilir. Askere  gideceği  gün  belli  olduğunda  kurbanlar kesilir.Tüm köy  davet  edilir.Asker  kurbanına  eskiden duyan gelirmiş.Tarikat  ehlileri,nde  meydanlar  açılır  semahlar dönülür.Güle güle  gidip  gelmesi  temenni edilir.Her  askere giden giderken  kestiği gibi  gelincede  keser.Askere gideceği sabah yakınları ile birlikte  yemek  yenilir.Sofrası gözden  uzaklaşıncaya  kadar  kaldırılmaz.Sofranın  olduğu  odanın kapısı ka patılmaz.Açık  bırakılır.Eğer  askere  giden kişi evli ise  eşi  ardından  baktırıl maz.Yola bakanlardan  olmasın  diye.Askere  gidecekler  tüm  köy halkı tarafın dan  belirli köy  meydanında  toplanıp  uğurlanır.Önce  kadınların  ellerini öper.Kadın lardan  en son annesinin  elini öper.
Eğer annesi sağ değilse en  yakının  elini  öper.Daha sonra  erkeklerin ellerini öper.Bu arada yakınlarının  askere gidenin  eline para  sıkıştırdığı  görülür.Yine  en son olarak babasının veya dedesinin  elini öper.Bu bir  tür helallaşmadır.Zaten ihtiyarlar “Oğul  gidip te gelmemek var, gelipte  görmemek var “diyerek ellerini  öptürürler.Herkez sık sık hayırlı  haberlerini beklediklerini söylerler.ASKERLİK HER TÜRK  ÇOCUĞUNUN BOYNUNNUN BORCU  diyerek onu teselli ederler.Uğurlamıya gelenler  askere gidenin babası tarafından  lokum  veya benzeri  şeyler Amuca erkeklere yenge de kadınlara dağıtılır.Asker uğurlaması askerin  gözden  uzaklaşıncaya  kadar  kimse  dağılmaz.Sonra herkez  askerin  ana ve babasına , yakınlarına ALLAH  KAVUŞTURSUN GÜLE GÜLE GİDİP GELSİN derler.Kadınları  bazıları  askerin  evine gelerek  ev halkını  teselli  etmiye çalışırlar.  Askerden gelenlere  veya izine  geldiğinde gözün aydın denilir. Askerin ilk mektubunu getirene  çeşitli  hediyeler verilir.Bazen askere gitmeden evvel delikanlılar  askere  gidecek evde  toplanıp eylenirler.
          Yatır :Halk arasında ermişliğine inanılan  keramet sahibi  kişilere verilen                       ünvandır.Trakya’da yatırlara  olan  inanç  ve  sevgi büyüktür.Yatırları saygı  ile  anar ve  ziyaret  ederler.Bu konuda bir  ayrım söz  konusu  değildir.Herkez  inancında serbest ilkesi geçerlidir.Bilindiği  gibi  her  kabile  veya  toplumların  kabir  ve  yatır  ziyaretlerinde  bazı  değişikliler  vardır. Ortak  yönleri  veya  benzerlikleri  çoktur.Günümüzde  yatır ziyaretleri  muntazam  bir şekilde  inanç ve itikatla  yapılmaktadır. Kurban adaklarında “Kaz kes ama  tez  kez “  düşüncesi hakimdir.Burada  bir  şeyi  açıklamak istiyoruz.Biz Ehli Beyt inananları olarak , adaklarımızı  ve  dileklerimizi aşağıda açıkladığımız ayete göre yapıyoruz.Aslında bu uygulama ve yapıla gelen bazı inançlarımızın islâmiyet evveli Türk dini inanışlarından olan ŞAMANİZİM’in uzantısıdır.Bazı art niyetli kişiler “Allah  varken ölü denmi  medet  istiyorsunuz  “ diye söylenti ler yayıyorlar.Bunu  niçin böyle  yapıyorsunuz  diye  bir  tarikat ehline  sorma  zahmetine  katlanmışlar mı? Bu konu da  ne  bilmektedirler ? Bu tür  iddaları  ortaya  atarak  halkı bölmek  istiyorlar. Kurban  adaklarımız elbette Allah  adına  kesilmektedir.O yatırda   kesilmesi o Ermiş Evliyanın”Yüzü  suyu  hürmetine”dir.Dilekler dilenmesi ise şu  ayete  göre  yapıla  gelmiştir.
“Her ümmete  bir  kurban  kesecek  yer  yaptık ki ,ulu çalabın  azık  diye  size  verdiği  dört  ayaklı  davarlar  orada  tığlanır, sizin  tapacağınız  tek  tanrıdır,hepiniz ona  teslim olun  ona  bo yun  veriniz.  der.Hacc  suresi  34.   ayet.
Kur’anı Kerim  ,Mutu  kable  ente  mutu , yani  ölmeden  evvel  ölünüz demektedir.Bu gün   bu tür  insanlara  ,Allah yolunda ölenlere,yaşarken dünyada  nefsini  öldürürenlere Evliya veya ermiş   denilmektedir.Kerametleri  ile  tüm Anadolu  ve Rum elinin  fethine yardımcı olmuşlardır. Bu  gibi  kişilere  sırf  kuru inatları  yüzünden dil  uzatanlara  ne  demeli. Belli  zamanlar  yatır ziyaretleri hayli kalabalık olur.Bunlar tatil günleri,düğün zamanları,ve o yatırın senenin  belli günlerinde hayli kalabaklaşır.Gelenler inancına ve itikatına  göre çerağlar uyarır, dilekler dilenir , Kurbanbanlar  kesilir,Kur’anı  Kerim  okunur. Niyazlar  kılınır.Bazı  yatırlarımızda  kesilen  kurbanları   tığlama  yerleri  bulunmaktadır. Bu gibi  yerleri  olan  yatırlarımızda  tığlanan kurbanlar yatıra ziyaret e gelenlere dağıtılır. Yatırlara  boş  elle  gidilmemektedir.Kurban  kesemiyen  kişi  hiç  olmasa  bir iki  horoz  götürüp  kesmektedir. Çerağlar  bırakılır.Bunlar  bakıcıları  tarafından  yatıra  belli  geceler  yakılır.Ayrıca  yatırlarımıza  genç  kızlarımız  ve kadınlarımızca  el işi  işlemeler  bırakılmaktadır.Bunlar  yatırın duvarlarına  asılmaktadır. Ayrıca  dilek  diliyenler  yatırın  üzerine ,havlu  ,çenber, grep gibi  bazı  eşyalar  bırakılmaktadır.
Bunlar  yatırın  görevlisi  tarafından  belli zamanda toplanıp köy  kızlarının  çeyizlerine  koyması  için dağıtılıyormış.Yatırların  bazı  dertlere  dileklere  çare olduğuna  inanılır.  Adaklar kesilmesi  halinde,  kurban  kanı adak sahibinin alnına sürüldüğü görülmektedir. Bazı  yatırların  üzerindeki toprağına  eli  ile  karıştırp eline  geçen  nesneye  göre yorumlar  yapılmaktadır.Bazı yatırlarda ise  yatırın  yanında  küçük  kiremitçikler  ile  üst üste  dizerek  dilekler  tutulmaktadır.. Her yatırın  halk  arasında anlatıla gelen bazı kerametleri vardır. Bir  evliyanın birden  fazla  yerde nazarlaması bulunmaktadır.  Evliyaların yattıkları  yerde değil anıldıkları  inanıldıkları yerde yaşar  inancı  ile var olmaktadır.
Trakya’da belli zamanlarda   en çok ziyaret edilen   kurbanlar kesilen yatırlarımız şunlardır. Kırklareli ili Kofcağız ilçesine Bağlı Topçular Köyünde MAHMUT TOPÇUBaba,yine aynı ilçenin Ahmetler köyünde  GÜL Baba nazarlaması,yine Kırklreli ilinin Babaeski ilçesine bağlı Mutlu köydeki  BOLCA ANA ,,Tekirdağ’ın Muratlı ilçesine bağlı Aydın köyünde  SEYYİD ALİ SULTAN  nazarlaması, YAYLA  şenlikleri  Edirne’nin Yeniköyde   yapılmaktadır.Yayla şenliklerinde  asıl tekkesi ve yatırı Yunanistan’ın Dimetoka da bulunan SEYYİD Ali SULTAN ‘ kurbanlar  KESİLMEKTEDİR.
Kaynak eserler

1.Bedri Noyan .Manzum Kur’anı kerim.
2.Nazif Karaçam.Efsaneden gerçeğe Kırklareli.
3.Şerif Baysalan.Hayrabolu tarihi.
4.Abdülkadir İnan .Tarihte ve bugün Şamanizm  araşt.Syf.6.
5.Hamide demirel.Türk destanlarında ,güzellik,destan,masal,vedin unsurları. Syf.87.

Kaynak kişiler.
Mehmet Serez.1929.Tekirdağ.Lise.
Mehmet Şilli.1951.SarıPolat.Malkara/T.Dağ Tıp fakültesi.
Süleyman Viraca.1947.Erikler./Kırklareli..Öğretmen.

9.BAYRAMLARDA  KESİLEN  KURBANLARIMIZ.

Kurban  bayramında  hali  vakti  iyşi  olanlar  her  yıl  birkurban  kesmiye  çalışır lar.Çiğ  olarak  konu  komşuya  dağıtırlar.Genelde  eskiden  kurbanların  en  yakın  bir yatırda    kesildiği  söylenmektedir.Bu günde  bu  uygulama yapılmakla
beraber  hayli  azalma görülmektedir.Kurban derileri  hayır  kurumu olan Türk Hava  Kurumuna  makbuz karşılığı  muhtarlıklarca  verilmektedir.

10.DİĞER  KURBANLARIMIZ.

Kurbanlar  genelde  bir  amacı  ve  inancı  yaşatır.Bir  ev  yapılırken  ,temeline  mutlaka  bir kurban  kesilir. Traktör ve benzeri  araç  alınırkende sağ ön  tekerliğine kurban kesilir.
Bu yazımız Nefes dergisinde 1996 yılında 33.sayısında yayımlanmıştı.Özüne sadık kalınarak  genişletilerek ilaveler  yapılmıştır.
Bu çalışmamız  daha genişletilerek KÜLTÜR BAKANLIĞINA  basım için kurula gönderilmiştir.

Kaynak: www.refikengin.com

____

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Required fields are marked *

*