Bir fizik kanununa göre, enerji evrende hiçbir zaman kaybolmaz, sadece başka enerjilere dönüşür. Bu fizik kuralı ortaya çıkmadan binlerce sene önce, yoga bu kurala paralel olarak önce insan vücudunun sadece fiziksel bedenden değil, sübtil /enerji bedenlerden de oluştuğunu öne sürmüş. Fizik bedenin yanı sıra, 4 adet de enerji bedeni olduğunu varsayarak, fizik bedene en yakın enerji beden olan eterik bedenin en düşük frekansta titreştiğine, fizik bedenden daha uzakta olan astral (duygusal), zihinsel ve ruhsal bedenlerin ise en yüksek frekansta titreştiğine inanmışlar.
Eterik beden fiziksel bedenle aynı şekil ve boyutta olduğunu düşünebiliriz. Bu bedenin yüksek enerji bedenleri ile fizik beden arasında aracılık yaptığına inanılmaktadır. Eterik bedenin başka bir görevi ise vücutta oluşan atık enerjiyi dışarı vererek bedenimizin çevresinde aura dediğimiz ışık haresini oluşturarak fiziksel bedeni dış etkenlerden korumaktır. İşte, yogada da enerji üretme, bu enerjinin bir kısmını atık enerjiye dönüştürmeyi sağlamanın nedeni budur.
Durup durup tekrarladığımın farkındayım ama binlerce sene önce, henüz daha tıp bir bilim haline bile gelmemişken, yogiler eterik bedenimizde 7 tane çakra olduğunu belirlemişler. Eski klasik Hint dili olan Sanskritçede çakra tekerlek veya çark anlamına gelmektedir. Çakraların bir dişli veya tekerlek gibi döndüğünü varsayarak (birinci, üçüncü ve beşinci çakra saat yönünün tersine; ikinci, dördüncü, altıncı çakra saat yönüne, yedinci çakra ise yukarıya doğru açılır), herhangi bir çakranın yavaşlama veya hızlanma nedeniyle ortaya çıkan çakralar arası uyumsuzluk hastalıkların ortaya çıkmasına neden olduğu düşünülmüş.
Seneler sonra tıp ilerledikçe, eterik (enerji) bedenimiz üstündeki bu çakraları fiziksel bedenin üstüne koyduğumuzda, bu çakraların yaşamsal dengeler için çok önemli olan salgıbezlerine denk geldiğini görebiliriz.
Çakralar ve Salgıbezleri:
1.Çakra
Böbreküstü bezler
adrenalin ve noradrenalin salgıları
2. Çakra
Üreme bezleri
Östrojen ve testosteron salgıları
3. Çakra
Pankreas
İnsülin (safra kesesi)
4. Çakra
Timüs bezi
Timüs hormonu
5. Çakra
Troid bezleri
Tiroxin
6. Çakra
Hipofiz
Vasapressin (antidiüretik hormon)
7. Çakra
Epifiz
Serotonin (entaramin)
Detaylara fazla girmeden her çakranın bedenle ilgili olan bölgeleri, temsil ettiği renkler, gezegenleri, değerli taşları, sesler, uyku ve yeme şekli ve düzeni ile kurulmuş bağlantıları da mevcut. Kısaca, hatha yogaya başlamadan önce çakraların uyumunu ölçmeye çalışır, eğer uyum içinde olmayan bir çakra mevcutsa, o çakrayı güçlendirici ve tekrar çakralar arası uyumu sağlayamaya yönelik yoga duruşları tavsiye edilebilir.
Yoga ile ne elde ederiz?
Mükemmel, hareketli, dengeli, esnek ve sağlıklı bir beden.
Temiz, kuvvetli, sakin ve toparlanmış bir şuur.
Arınmış, berrak ve keskin bir idrak.
Çelik gibi bir irade.
Sonsuz sevgi ile dolu bir kalp.
Tüm yüce duyu anlama kabiliyeti.
Dengeli, arzulu ve huzur dolu yaşama isteği.
Toplum içinde, herkesin iyiliği ve mutluluğunu düşünen bir mantalite.
Ölümsüz, gizemli ve mükemmel iç benliğimize yönelerek onu öğrenme arzusu
Temel Yoga Ekolleri
KARMA YOGA
Kısaca Hareketin Yoga’sı diye adlandırabileceğimiz bu yolla uygulayıcı, potansiyelleri ile yüce, kozmik enerjiyi birleştirir.
Kişi günlük aktivite ve sosyal faaliyetlerini, bunlardan şahsi menfaat sağlamadan yapar…. Kendisini bu dünyaya gelmiş yüce bir güç olarak düşünür bu şekilde zihnini ve kalbini arıtır
Bu durumdaki bir KARMA YOGi kişiliğinin üstesinden gelerek evrensel bilinçle yaşar.
BHAKTI YOGA
Bu yol, Yaratılış kaynağına adanmış sınırsız bir sevgi yoludur. Kişi düşünce ve hisleri ile sonsuz yüceliğe hizmet eder, zamanla,sonsuz ve üstün sevgi ile birleşerek kişiliğinin sınırlarını aşar ve kozmik bilince ulaşır.
BHAKTİ yolu ve karşılıksız, koşulsuz sevgi verebilmek herkesin yapabileceği bir yöntemdir. Gerekli olan sonsuz bir inançla sınırsız sevgiye sahip olunmasıdır.
RAJA YOGA
Anlamı, kral yogası veya soylu yol’dur. Yoğun çalışma sistematiğidir, sekiz basamaklı bu yol şuurun tamamının kontrol altına alınmasıyla tam şuursal kontrol mekanizmasının tam çalıştırılmasıdır. Anlaşılacağı gibi diğer bir adı da AŞTANGA YOGA’dır burada AŞTA = 8, ANGA ise Basamak anlamına gelir.
Raja yoga uygulaması kusursuz bir ahlaki hal ile bütün duyuların sıkı kontrolüdür. Böylelikle yavaş yavaş mükemmel bir bedene konsantrasyona, meditasyona ulaşılır. Varılan hal, aklın sükuneti ve tüm rahatsız edici dış faktörlerden bağımsız olunmasıdır. Bu hale ulaşıldığında, tüm kısıtlamalar aşılır ve makrokozmik yüce bilgiye varan yogi normalüstü bilinç sahibi olur ; bunu adı da SAMADHİ’dir.
HATHA YOGA
Bu YOGA yolunda, çeşitli bedensel hareketler uygulanır, bunlara ASANA adı verilir. ASANA kelime anlamı itibarı ile rahat poz, hoş duruş demektir. Bu ASANA’lar ile birlikte SHAVASANA (YOGA gevşemesi) , nefes ritimlerinin kontrollü ve düzenli olarak yapılması anlamına gelen PRANAYAMA ve bedensel arınma teknikleri yani KRİYA’lar, MUDRA’lar ve BANDHA’lar uygulanır.
Diğer bir deyişle, sekiz basamaklı Raja Yoga’nın ilkiki basamağının atlanılması ve doğrudan Asanadan başlanması hatha yogadır.
HAtha Yoga ile insanın canlılığı artar, vücut sağlıklı olur, pek çok hastalıklar ve rahatsızlıklar ortadan kalkar. Şayet beraberinde uygun bir diyet takip edilirse, bedensel arınma ile tüm toksinler atılır . Böylelikle, vücudun fiziksel sistemi vitamin ve oligoelementleri daha iyi kullanır.
Akıl ve vücut tamamen arınır ve yogi, bilinç üstü kontrol sahibi olur. Bu, kişinin kendi başarısına ulaşmasıdır ki bu da YOGA’nın temel amaçlarındandır….
JNANA YOGA
Bu YOGA yolu, üstün zeka, bilgi ve aklın yoludur. JNANA yogiler, kendileri hakkında her şeyi mükemmel bir şekilde bilerek, ruhsal uyanışa varırlar.
JNANA yogiler ,ilk dönemlerde bile, Atman hakkında bilgi sahibi olarak kendi vücutlarını, akıl durumlarını ve egolarını tanırlar. Tüm gizli duyularının ortaya çıkması, ilahi gücü tatması ile yogi, sevinç verici bir denge ve bütünlük elde eder.
TANTRA YOGA
Bu uygulamada ,kişi aydınlanmak için vücudundaki tüm enerjileri, bunların kaynaklarını, hislerini ruhsal yapısı ile mükemmel bir denge içinde harekete geçirir. Aydınlanma, insanın kendi varoluş nedenini kavramasıyla gelecektir. Yaşamın tamamı bir ritüeller zinciridir tabii ki cinsel ilişki de bu ritüellerin bir parçasıdır, TANTRA’da potansiyel ve kuvvetli cinsel yapıya ait enerjiler de uyarılarak transforme edilir ve buradan üstün seviyelere ulaşılır.
Yoga hakkında genel bilgiler
YOGA bir din, politik bir hareket veya dogma değildir. O , tüm kültürlere, inançlara, ırklara saygı içerisinde olarak bireysel iç yapının (mikrokozmos) , evren (makrokozmos) ile tüm seviyelerde ve tam olarak birleşmesidir.
YOGA yolu ile varlık mikrokozmik yapısını, makrokozmosa , evrenin en üstün olanaklarını kullanmak sureti ile birleşir ve evrensel sübtil enerjileri en mükemmel şekilde kullanır. Bu birleşme ile kişi mikrokozmosunda , makrokozmosu tam olarak bulabilme kabiliyetine sahip olur . Böylece tüm evren küçültülmüş ölçekte varlık içinde hissedilir. Bu da makrokozmosta bulunan her şey mikrokozmostada bulunur demektir.
YOGA, hareket ile bilginin aynı anda dengelenerek kullanılmasına bağlı mükemmel uyum sistematiğidir ki uygulayıcıya, gerek fiziksel ve gerekse ruhsal planlarda, sağlıklı, dengeli ve aktif bir yaşamın gereği için bundan sonra nasıl hareket etmesi gerektiğini, öğretecektir. Bu şekilde varlığın tüm planlardaki tekamül süreci hızlanacak , gerçek ve mutlak mutluluğun kapıları açılacaktır. Varlıksal tekamülde hızlanma, onun tüm olgularının tam bir uyum ve denge içinde olmasına bağlıdır. YOGA uygulamaları bu içsel denge ve uyumu derin huzur ve sonsuz sevgi ile varlıkta ortaya çıkartır böylelikle üst benliğe ulaşılır.
Binlerce yıl öne yükselmiş üstadlar ( Rişi’ler ) tarafından koyulan YOGA prensiplerinin bu günün standart yaşamsal problemlerini çözmüştür. YOGA günümüzün insanlık dertleri olan günlük gerilim, stres, sinirsel sıkıntılar, bedensel dinçliğin azalması, erken yaşlanma, hafıza problemleri ve benzeri daha pek çok olumsuzlukları alt edebilmede kesin bir yoldur. İşin güzel yanı kişi sorunu bizzat kendisi halleder. Bu da uygulayıcıya kendine güven ve üstün seviyedeki kabiliyetlerinin farkındalığını getirir. Günümüzde pek çok olimpiyat takımının ve özellikle astronot ekiplerinin yoga çalıştırıldıklarını biliyoruz. Bu da bize YOGA’nın tanımlanmış bir pozitif bilim olduğunu göstermektedir, YOGA yalnızca felsefi, fiziksel ve ruhsal çalışmalar manzumesi olarak değil bir bilim olarak değerlendirilmektedir. Tüm bunlardan da anlaşılabileceği gibi YOGA sistematiği , insanın normalüstü güçlerini geliştirip, zihin ve bedenin evrensel şartlara mükemmel uyumunu sağlayarak, kişiye sıradışı bir canlılık vermektedir.
YOGA çalışmaları ile yorgunluk, bıkkınlık süratle terk edilir. Beş dakikalık bir derin YOGA gevşemesi (SHAVASANA) ile saatlerce süren uykudan daha fazla fayda elde edilir. Öte yandan YOGA gerek vücudun ve gerekse zihnin zamansız ve erken yaşlanmasını engeller. Muntazaman YOGA çalışan bir kişi, sağlıklı, güçlü ve dinamik bir beden ve şuura sahip olarak yaşamını uzatma şansına kavuşur..
İnsanoğlu, tam olarak nasıl kullanacağını bilmediği, son derece güçlü, çok karmaşık ama o denli de mükemmel bir bilgisayara sahiptir ; beyin… normal bir insan bu inanılmaz potansiyelin yalnız yüzde dördünü kullanır. YOGA beyinsel faaliyetlerin en üst seviyelerde kontrol edilmesini temin eder böylece bu mükemmel parçamızı en iyi şekilde kullanmayı öğreniriz.
Düzenli olarak uygulanan YOGA çalışmaları ile vücutta bulunan gereksiz yağ vs gibi dokular ortadan kalkar, bedensel ağırlık o vücudun ihtiyacı kadar olur.
YOGA çalışmalarının yaşı yoktur. Her yaştaki insan rahatlıkla uygulamaları tatbik edebilir. Tecrübeler, YOGA’nın yaşlılarda daha da çarpıcı olduğunu göstermiştir., zira onlar daha sabırlı, daha çok dinleyebilen bir yapıya sahip olarak, yaşamış bulundukları tecrübeler ile hayatın gerçeklerini bilmektedirler.
Tam disiplin ve sabırlı bir YOGA çalışmasının sonuçları, yaş, din, ırk cinsiyet vs. gözetmeksizin adım adım ama kesin olarak alınır. Özellikle yaşlılarda daha keskin bir bilinç elde edilir..
YOGA, diyet, iç temizlik, nefes egzersizleri ve zihin kontrolü gibi yöntemleri ile tüm yaşlanma belirtilerini ortadan kaldırır.
YOGA çalışmaları ile şu paha biçilmez değerlere ve avantajlara sahip olunur
Çok kısa bir zamanda, gerçek, derin bir YOGA gevşemesi elde edilmesi,
Fiziksel yapının sürekli genç, dinç ve diri kalması,
NADİ’ler adı verilen vücut içi ve çevresini saran sübtil enerji kanallarının ve sinir yollarının açılması,
Alışlılagelmişin dışında, mükemmel ve üstün bir iç ahenge kavuşulması ile gelinen bu dengelilik halinde fiziksel zihinsel ve ruhsal yapının tekamül sürecinin hızlanarak üstün seviyelere ulaşılabilmek.
Günümüzde, dünya üzerinde fiziksel çalışmalar yapan pek çok ve çeşitli ekoller bulunmaktadır, bunların içinde en karmaşık ve içerikli olanı psiko-fiziksel YOGA sistemi ve onun uygulamalarıdır.
Başta beyin olmak üzere tüm sinirler, kaslar, tüm organlar ve vücut dokuları dinamize olur, dayanıklılık kazanır ve sınırsız kuvvetli evrensel enerjiler ile dolar.
YOGA çalışmaları dendiğinde günümüzde standart olarak yanlızca nefes çalışmaları veya belirli YOGA pozlarının (ASANA’lar) uygulanılması anlaşılagelmektedir. Oysa YOGA bünyesinde pek çok kolları barındırmaktadır. Bunların basitçe bilinmesi çalışmalarımızın yönünün anlaşılabilmesi bakımından faydalıdır.
Aşramımızdaki çalışmalarımızda İNTEGRAL , HATHA ve KUNDALİNİ YOGA yöntemleri kullanılmaktadır. Özellikle integral Yoga sisteminde belirli geleneksel metodların uygulanılması ile kişinin her yönde gelişmesi amaçlanır. Temel olarak İNTEGRAL YOGA, birçok geleneksel YOGA uygulamalarının bilimsel bir sistem ile birleştirilerek bunlardan üstün faydalar elde edilebilmesi çalışmalarıdır. Bu yöntem ile gizli kalmış yeteneklere ulaşılacaktır.
Bilerek veya bilmeden, tüm insanları temel arzusu, sonsuz ve gerçek mutluluğa ulaşmaktır. Gerçekte bu mutlak mutluluğa ulaşmak, insanın sahip olduğu yeteneklerini tam olarak kullanabilmesine bağlıdır. İnsanoğlu bu mutluluğa, fiziksel, ruhsal ve zihinsel yönlerini tatmin ederek ulaşacaktır . Bu sonsuz mutluluk seviyesine ulaşmış kişi üstadların ve büyük yogilerin de söyledikleri bir kuralı ispatlamış olur, bu da gerçek ve kalıcı mutluluğun geçicilik esasına dayanmadığıdır. Gerçek mutluluğa ancak her yaratılmış varlığın öz benliğinde bulunan yüce kökenini öğrenerek ulaşılır.
Bu kaynağa ,bu yüce gerçeğe pek çok isimler verilmiştir bunlardan bazıları Öz, Asıl tabiat, Kozmik bilinç, Sonsuz, O….. daha pek çok sıfat ile adlandırmak mümkün, fakat dikkat edilirse bu isimler sonsuz olduğuna göre bunlara ulaşabilme de ancak sınırlı kişiliğimizin ötesine geçebilmekle olabilir…
Yoga sistemine göre ,hislerin, aklın ve zihnin mükemmel bir şeklide gelişmiş ve uyum içinde çalışıyor olması ve bedenin de buna uygun bir performans içinde bulunması gereklidir. Ancak bu düzeydeki bir insan yeteneklerini tam, kusursuz ve eksiksiz olarak kullanarak kendi sınırlarını aşabilir ve yüce sonsuz mutluluğa ulaşabilir… Bunu ancak ve birtek kendisi yapabilir
Yoga’nın Lisanı
Temel Yoga metinleri Sanskrit’cedir. Sanskrit, matematiksel ve bilimsel olarak tam dil anlamına gelir. Yazılı formunda Sanskrit çok fonetik lisandır. Sanskrit alfabesi vokal seslerin mantıksal düzenine sahiptir her harf bir kök söz bazlıdır. Tüm Sanskrit sözler böyle bir rehber prensiple kurulduğundan uygulanmış belirli formülleri mevcuttur, bu da Sanskriti göreceli olarak öğrenilmesi kolay bir dil yapar. Tarihçiler İngilizce dahil pek çok İndo-aryan dillerinin Vedik Sanskrite benzer bir kökten geldiğini teorize etmektedir.
Yoga kelimesinin kökleri Sanskrit’çedeki YUJ ‘a dayanır. Yuj; bir, bütün, bütünde birleşme anlamına gelir.
Klasik Yoga Asana’ların (pozlar, duruşlar) ve Pranayama ( nefes teknikleri ile evrensel yaşam enerjisi Prana’nın içe alınması) gibi çeşitli konularda Sanskrit’i kullanır bu günümüzde de geçerlidir. Yoga çalışmalarında pek çok Sanskrit kelime ile yakınlaşılır. Hatha Yoga çalışmalarında özellikle Asana’lar, Sanskrit terimler ile adlandırılmıştır. Bu terimlerin orijinal lisanı ile kullanılması ilerideki Yogik metin veya felsefe araştırmalarında faydalı olacaktır.
YOGANIN BASAMAKLARI
1.YAMA : Ahlaki disiplin
2.NİYAMA : Kendine hakimiyet ve terk
3.ASANA Duruşlar
4.PRANAYAMA : Nefes kontrolü ile Prana’nın içeri alınması
5.PRATYAHARA : Duyuların kontrolü
6.DHARANA : Konsantrasyon
7.DHYANA : Meditasyon
8.SAMADHİ : Vecd hali
DETOKS NEDIR?
Bazı kişiler için ”detoks” her nekadar evlerinde uyguladıkları bahar temizliğinin bedenlerindeki bir yansıması olsa da aslında detoks yeni bir iyileşme yöntemi ya da haftasonunda 2 gün uygulanacak sonrasında da alışılmış yaşama düzenine dönülecek bir program değildir. Özünde hücrelerimizin pek de yabancı olmadığı bir prosesdir ve vücudun kendi kendini onarmasına yardımcı olur. Nasıl ki antibiyotikler vücuttaki bakterileri öldürmeye yarıyorsa, detoks da hücrelerin aktivitelerini en iyi şekilde yerine getirecekleri beslenme desteğini temin etmelerinin yanısıra normal çalışmalarına engel olan toksinlerin vücuttan atılmasını sağlayan bir sistemdir. Bazı kişilerin bahar aylarında detoksa başvurmalarının nedeni de baharın gelmesiyle birlikte çoğumuzun hissettiği rehavet ve yorgunluğun bir sebebinin de organizmamızda biriken ve sağlıklı çalışmasını bir anlamda engelleyen toksinler olmasıdır.
Vücudumuzu kirleten toksinlerin bir kısmı soluduğumuz havadan gelirken bir kısmı tükettiğimiz ilaç, yiyecek ve sulardan bir kısmı da vücudumuzda ya da saçlarımızda kullandığımız ürünlerden kaynaklanır. Temel anlamda bakacak olursak : Detoks, toksin alımını en aza indirgeyen, vücudun toksinlerden arınmasına yardımcı olan ve bu esnada vücuda gelebilecek zararları engelleyen bir programdır.
Vücuttaki toksin atımından sorumlu organ olan karaciğer sürekli olarak toksinleri vücuttan atılabilecek zararsız maddeler haline dönüştürür. Atım araçları dışkı ve üre başta olmak üzere ter, nefes, gözyaşı ve diğer vücut salgılarıdır. Etkili bir toksin atımı için bu atım kanalları düzgün bir şekilde çalışıyor olmalıdır. Toksinler vücudu terkedemezse lenf sistemine karışarak bağışıklık sisteminin dengesini bozabilir. Toksik fazlalıklar genellikle vücut ve beyindeki yağ hücrelerinde depolanır. Detoks süresince toksinler depolandıkları bölgelerden hareket ettirilerek kan dolaşımına yönlendirilir. Bu sebeple Detoks süresince hissedilen mide bulantısı ve başağrısı normal belirtiler arasındadır. Toksinlerin, karaciğer tarafından gerekli dönüşümlere uğratılıp vücuttan atılmasıyla birlikte kişinin vücudunda ve ruhunda yıllardır biriktirdiği tüm safsızlıklar temizlenecek, kişi kendini hiç olmadığı kadar hafif ve rahat hissedecektir.
NEDEN DETOKS?
Detoks, toksinlerden yani zehirli maddelerden vücudu arındırmak demektir. Bir toksin, vücuda zararlı etkileri olan hastalıklara, alerjilere veya genel bir hastalık hissine sebep olan herhangi bir madde olabilir. Bu toksinleri; sudan, yemekten veya havadan alabiliriz. Vücudumuzun doğal detoks mekanizmaları tüm hızıyla çalışır, terlemek, idrar yapmak ve dışkılamak gibi… Fakat kirlilik çağı olan günümüzde, ağır metaller, bilgisayar ve cep telefonu dalgaları, sigara, temizlik maddeleri, kimyasal böcek ilaçları, alkol, radyasyon ve daha birçok toksin, vücudumuza ağır zarar verir. Doğal detoks mekanizmaları tek başına yeterli gelmediğinde vücudumuzun bazen ufak yardımlara ihtiyacı vardır. Detoksun amacı, belirli gıdaları tüketip, belli gıdalardan kaçınmanın yanı sıra egzersiz ve masajlarla bu zehirli maddeleri vücudumuzdan atmaktır.
Detoks kişiye özgü müdür?
Genel olarak bakıldığında yaşam tarzı olarak detoksu herkes uygulayabilir. Detoksun yoğunluğu değişebilir. Fakat özel detoks diyetleri sağlıklı bireylerce bile doktora danışılmadan kesinlikle uygulanmamalıdır. Gebeler ve ilaç almayı gerektiren hastalığı olanlar mutlaka doktora danışmalıdır. Detoks diyetlerinde tüketilen gıda ve doğal desteklere karşı alerjiler sorgulanmalıdır. Çok uzun süreli ve katı detoks diyetlerinden de kaçınılmalıdır. Detoks yöntemleri prensip olarak birbirlerine benzer. Tüketilen gıdalar, destek olarak alınan doğal ürünler, egzersiz şekilleri çoğunlukla aynıdır. Fakat bu detoks uygulamalarının süreleri kişiden kişiye değişebilir. Bazı programlar bir ay sürerken, günümüzde daha sıkı, 24 saate sıkıştırılmış detoks programları ilgi görmektedir. Bir günlük programlar iki ayda bir yeterli olurken aylık planlar senede bir kez yapılabilir. Detoksa başlamak için bireyin kendini ruhen ve bedenen hazırlaması gerekir. Yapılanlar hem fiziksel, hem duygusal, hem de maddi olarak zorlayıcı olabilmektedir. Nadiren, kişilerde bir günlük detokstan sonra, ‘iyileşme krizi’ de denen bir-iki güne uzayabilen yorgunluk veya kötülük hali görülebilir.
Uygulama aşamaları nedir?
İlk aşama, bireyin yaşantısıyla ilgili değişiklik yapmaya hazır hissetmesidir. İkinci aşamada, birey detoks gününde tüketeceği gıdaları incelemeli, beslenme şeklini anlamalı ve benzer şekilde beslenmeye başlamalıdır. Yapacağı egzersiz, masaj ve banyoları fırsat buldukça denemelidir. Şeker, kızartmalar, süt ve süt ürünleri, alkol ve kafeinden uzak durmalı, meyve ve sebze suları hazırlanıp denemeli, günde en az sekiz bardak su tüketmeye başlamalı, taze ve çiğ gıdalar yemelidir.
Son gün neler yapılır?
Üçüncü ve son aşama detoks günüdür. Yukarıda belirttiğimiz hazırlıklardan sonra detoks gününde balıktan süt ve süt ürünlerine, kırmızı etten yumurtaya kadar birçok gıda yasaklanır. Ana gıda olarak çeşitli kombinasyonlarda genellikle çiğ meyve, sebze ve bunların suları kullanılır. Enginar sapı, havuç ve elma favori gıdalardır. Bütün taze sebze ve meyveler, yeşillikler, tohumlar tüketilir. Pirinç veya darıdan pilavlar, yanında yeşilliklerle servis edilir. Açlığa müsaade edilmemeli, 30 dakika ila 2.5 saatlik aralarla gıda alınmalıdır. Saat 07.00’de ılık su ve limon suyu ile başlayan detoks diyeti, 19.30’da yine limon suyu ile biter. En geç saat 22.30’da yatılır.
Egzersiz de yapılmalı mı?
Detoks aslında sadece bir diyet değil, bir yaşam tarzıdır. Diyet dışında yapılan birçok hareketin detoks açısından önemi büyüktür. Gün içinde yapılması gereken 45 dakikalık egzersiz ter yoluyla toksinlerden kurtulmamızı sağlar. Özellikle saat başlarında yapılan 5 dakikalık hızlı dans, günlük detoksun kaçınılmaz bir parçasıdır. Bu uygulama vücudun toksinlerden atılmasını hızlandıracaktır. Mineral banyosu günün sonunda yine cilt yoluyla detoksa yardım eder. Sabah ve akşam 5 dakika yapılacak detoks masajı da karaciğerin toksin temizleme özelliğini kamçılar. Cilt detokstaki en önemli organlardan biridir. Kuru cildi, tabanlarından başlayarak kalbe doğru nazikçe fırçalamak, lenflerimizin toksinleri rahat taşımasına yardımcı olur. Özetle, yürüme, yüzme, aerobik ve dans yapılabilecek uygun ağırlıktaki egzersiz örnekleridir
Kaynak: sakinenerji.com