Ey imamet hazinesinin anahtarı, inanç nuru ya Ali
Hidayet güneşinin ışığı, parıldayan Ay sensin ya Ali
ızzet gömleğinin şahı, imamların tacısın
Vahiy ilminin deposu, Allah’ın hidayet nuru ya Ali
Lemyezel yani “yok olmayan” Allah’ın hikmetlerinin sırrı
Esirgeyen Allah’ın gizli ilminin sırlarının hazinesi ya Ali
Mustafa’nın, peygamberlerin, ve de imamların ilminin kapısı
Senin ilim meclisinde herkes bulunur ya Ali
Faziletine eşitlik açısından Güneş ve Ay yeterlidir
Senin için inançlı insanlar mum gibi yakılır ya Ali
Hz. Muhammed’ül Mustafa’nın dini ıslam Dini seninle kurtulmuştur.
Din yolunun aslı, imanın merkezidir
Kafirlerin batıl inançlarını sen başlarına yıkmışsın ya Ali
Eğer senin kıymetli vücudun dünyaya gelmez olsaydı
Dünyada bir tek müslüman dahi bulunamazdı ya Ali.
LÂ FETÂ İLLÂ ALİYYÜN VELÂ SEYFÜN İLLÂ ZÜLFİKÂR
“Ali gibi yiğit, Zülfikar gibi kılıç yoktur” kelamı ile, gökteki melekler senin faziletini zikrettiler. Allah’ın dostu ve Muhammed’ül Mustafa’nın yardımcısı sensin, Ay ve Güneş gökte senin önünde secde kılarlar, yalnız sen, Allah’ın evi olan Kabe-i şerif’te doğmuşsun, senden başka hiçkimse Kabe’de doğmamıştır, bu nedenle senin vücudunda Mesih’in kokusu vardır, senin şahsiyetini anlatmak için, Kıyamete kadar Kuran’ın ayetleri en büyük delildir ya Ali, bağışlayan Allah’ın miracından maksat sensin ya Ali, Hasan’ül Mücteba ve Hüseyin eş-şehid bi-Kerbela oğulların ya Ali. ınsanlar senin yüzün suyu hürmetine kurtulmuşlardır, Hz. Süleyman’ın mülkiyeti senin hürmetin için ona bağışlanmıştır. Hz. Nuh peygamber Tufan günü senden yardım göremez olsaydı, sular Hz. Nuh peygamberi boğardı. Nemrut’un hazırladığı ateşi Hz. ıbrahim peygambere sen gülbahçesi ettin. Hz. Yusuf peygamber senin makamının sayesinde Mısır memleketine padişah oldu ya Ali.
Tur dağında senin nurundan bir zerre tecelli edince, ımran oğlu Hz.Musa peygamber o nurdan yedi gün hayran kalmıştır. Hz. Muhammed’ül Mustafa peygamber seni bizzat kendi mübarek omuzlarına aldı, kafirlerin inançlarını yani putları yerle bir ettin ya Ali.
Bin tane deniz mürekkep olsa, yine de senin şahsiyetini anlatmakta yetersizdirler. Kumru’ya bu izzet ve bu şeref yeter, hak yolcusu her zaman senin vasıflarını anmak için söz eyleyip coşar.
(Kumru “Kenz’ül Mesâip” S.32-33 Can Yayınları ıstanbul 1995 )