Osmanlı Arşiv Belgelerinde Kızıldeli Sultan

OSMANLI ARŞİV BELGELERİNDE KIZILDELİ SULTAN
 
AHMET HEZARFEN 
 
KIZILDELİ SULTAN’A AİT BAZI BELGELER

I:BÖLÜM 
 
SUNUŞ
 
Bu konudaki birinci belgemiz, 1233/1818 tarihlidir. Padişah II. Mahmut zamanına ait olan bu belge Defter Emin’inden Divan-ı Humayun’a bir kaime(rapor)dir. Belge B O A Hatt-ı Hümayun II. Mahmud No:26729 ‘da bulunmaktadır. Bu belgede anlatıldığına göre Çirmen sancağı Dimetoka ilçesindeki KIZIL DELİ (SEYYİT ALİ) SULTAN TEKKESİ VAKFI arazisi içerisinde ve civarında bulunan bazı köyler, vakıf arazisine zaman zaman saldırmakta ve bu toprakların kendi köylerinin  malı olduğunu iddia etmektedirler. Bu anlaşmazlığa kesin bir çözüm getirmek için İstanbul'dan Defter-hâne Kalemi Kâtiblerinden Abdülhalim Efendi görevlendirilerek sorun olan yere gitmiş, çevre köylerin halkından tarafsız, garazsız, yaşlı, ahlâklı herkesçe takdir edilen müslim bilir kişilerin tanıklığına başvurarak zabtedilen araziden köylüler çıkarılmıştır. Vakfa ait olan arazinin sınırları yeniden çıkarılmıştır. Padişah II. Mahmut, Hatt-ı Hümâyun'un da yukarıda sözü edilen bu KIZIL DELİ SULTAN Tekkesi vakıf arazisine yapılan saldırıların önlenmesi için ilgililere emir  vermektedir.(1) Dimetoka ilçesinde padişahlardan II. Beyazıd, I. Selim, I. Süleyman (Kanuni)’ın hâs ve vakıfları vardır: II. Beyazid'in 12 köy, I. Selim'in (Yavuz) 1 köyü vardır. Veliaht Mustafa'nın annesi öldüğünde kendisine Dimetoka'daki vakıflardan birine anıt mezar yapılmasını vasiyyet etmiştir.(2) II. Beyazıd ömrünün son günlerini geçirmek için Dimetoka'ya giderken 26 Mayıs 1512'de Çorlu tarafında vefat etmiştir.(3)
Bu hususta elimizdeki ikinci belge ise, 1241/1826 yılına yani padişah II. Mahmut dönemine aittir. Bu yılın Haziran ayında Yeniçeri ocağı kaldırılmış, bu ocağa bağlı Bektaşi Tarikatı sakıncalı görülerek tarikata bağlı kişilerin toplandığı, tören yaptıkları tekke ve  zaviyeler yıktırılmıştır. Tekkelerin mal ve diğer varlıklarına el konup bazı açık göz kişilere satıldı. Şeyhleri, Kayseri , Konya gibi din bilginleri çok olan yerlere sünnî inancı öğrenmeleri için sürgün edildiler.
            Bu belge Çirmen(Bulgaristan’da bir kasaba) Mutasarrıfı Esad Paşanın Divan-ı Hümayun’a gönderdiği bir kaime(uzun kağıda yazılan rapor)dur.
 
Belgenin kısa özeti şöyledir:
            Mutasarrıf, sapık inançlı olan kişilerin toplanma yeri olan Bektaşi Tekkeleri’nin İstanbul’da yapıldığı gibi Çirmen Sancağındakilerin de yıkılması  ve yerle bir edilmesi için önce padişahın yüce emrinin beklendiği gelir gelmez Dimetoka ilçesinde Kızıl Deli Sultan Tekkesi şeyhlerinin firar etmesine meydan vermemek için güya bir arazi anlaşmazlığı varmış gibi uydurma bir sorun için tekkelerin şeyhleri merkeze çağrılarak orada tekkelerin mal varlığı soruldu. Alınan cevap, tekkenin 24 köyü, 7 su değirmeni, 2500 küçükbaş hayvan, 200 baş sığır, 40-50 hergele, 20 çift öküz, değirmenci, çoban, sığrtmaç, 40-50  kadar tekkenin hizmetçisi ve tekkenin 800 kişi erzadeleri olduğu, bunların çoğunun vergiden bağışlandığı gibi bu tekkelerin gelirinden yararlandıkları. Tekkelerin birkaç yüz odalık meydan evleri olduğunu, tekke şeyhlerinin merkezde tutuklandığını, yeniçeri eşkıyası aramak bahanesiyle Dimetoka’ya 70-80 atlı gönderildiği bunlar tekkeden mal kaçırılmasına engel olacaklarını rapor etmektedir.
            Padişah, mutasarrıf’ın, “arazi anlaşmazlığı” uydurmasını çok beğendiğini söylerek, “gecikmeden yapılacak panayır ve matem ayinlerine engel olun” diyordu. 
 
 
BELGE NO: I
 
BELGENİN OKUNUŞU

 
Benim Vezirim
       Takrîrin bend-i evvelinde beyân olındığı vechile mahallinde cemm-i gafir (kalabalık) ihbârlarına nazaran zikr olınan karyeler vakf tarafından zabt olınmak îcâb idüb bend-i sâniye (ikinci) nazaran zeâmet mutasarrıfları (Osmanlılar devrinde sipahilere verilen en büyük timar) tarafından zabt olınmak lâzım geliyor her kangı tarafın  senedâtına bakılub şöyle olsun denilse taraf-ı diğere gadr olur lâkin Defter-hâne (tapu ve kadastro) kuyûdı (kayıtları) zeâmet mutasarrıflarının istid'âlarına mutâbık görünmekle hakikatta zuamâ (zeamatler sahibi) tarafından ta'şîr (10/1- öşür almak) olmasını yüz sene girmiş midir tahkik olınub tekrâr ifâde olına.
 
                                                            BİSMİHî
 
Şevket-lü kerâmet-lû mehâbet-lû kudret-lû PADİŞAHIM veliyyü-n-ni-metin Efendim
Eazze-i kirâmdan KIZIL DELİ SULTAN kuddise sırruhu-l-azîz vakfının mütevellisi bundan akdem B^b-ı Âlî'lerine iki kıt'a arz-ı hâl takdîmiyle mealinde Paşa sancağı (Güney Bulgaristan'ın büyük bir bölümü ile merkez Sofya olmak üzere Makedonya ve Ege denizi ve daha sonra Manastır-Bitolya-Makedonya'da kapsıyordu.) nda Dimetoka (Didymetikon- Yunanista'da) nâhiyesine tâbi' Karye-i Büyükviran dâhilinde olan ve Karye-i Darbüki ve tahtında muharrer Mezraa-i Suvaribüki arâzisi Azîz-i  müşârün-ileyhin vakfı olub ve yine kazâ-i mezbûr (sözü edilen) da tâbi' HACIALİVİRANI ZEÂMETİ dimekle ma'rûf zeâmetin kaydı dahilinde olan EBİL ve MÜHR-İ KOZ karyeleri fi-l-asıl vakf-ı mezkûr arâzisinin hâric ve civârında iken mürûr-i ezmine ile harâb olarak ahalisi eski karyelerini bıragub vakf-ı mezkûr arâzisi derûninde müceddeden (yeniden) karye ihdâs ve iskân (kurup yerleşmek) ve eski karyelerinin isimlerini tesmiye etmiş olmalariyle el-hâletü-hâzihi mahallinde mevcûd ve EBİL ve MÜHR-İ KOZ dimekle ma'rûf olan karyeler vakf-ı mezkûrın arâzisi dahilinde olmak mülâbesebiyle iktizâ iden a'şâr-ı şer'iyye (10/1 vergi) ve sâireleri cânib-i vakftan ahz u kabz (kendine mal etmek) olınmak iktizâ iderken sâlifü-z-zikr (yukarıda sözü edilen) zeâmetin mutasarrıfları olan kimesneler işbu muhaddes (sonradan olan) karyelere bizim zeâmetimiz kaydına dâhil olan EBİL ve MÜHR-İ KOZ karyeleridir diyerek beyinlerinde sînîn-i vâfireden berû münâzaası sürilüb ber-muktezây-ı defter-i hâkanî (tapu kadastro) müteaddid evâmir-i şerîfe ısdâr olınmış ise de ihkak-ı hakk (hakkı yerine getirmek) mümkin olamadığı inhâ ve ba'de-zîn (bundan sonra) nizâ'-i âmireden muharrir ta'yiniyle tarafeyn (iki taraf) kurasının arâzi-i kadîmeleri mahallinde cümle ma'rifetiyle müceddeden tahrîr ve tahdîd (sınır çizmek) olınmak üzere emr-i şerif ısdârı istid'â olınmağın kuyûd-ı lâzime ve muktezây-ı defter-i hâkanisi ihrâc etdirilerek keyfiyyet atabe-i ulyây-ı mülûk-âneleri (mertebe) ne lede-l-arz şeref-yâfte-i sudûr olan hatt-ı hümâyun-ı şevket-makrûn şâh-âneleri mûcebince defter-hâne kalemi küttâbından Abdülhalim Efendi nâm kulları muharrir ta'yin ve i'zâm olunarak (yollanarak) tarafeyn hâzır oldığı hâldı mahall-i nizâ' üzerine varılup şekk ü şübhe ve gadr ü himâyeden ârî olmak üzere tarafeyn arâzisinin hudûd-ı kadîmeleri (eski sınırı) ber-vech-i hakkaniyet zâhire ihrâc ile müceddeden tahrîr ve tahdîd olınarak iktizâ iden hudûd-nâme ve i'lâm-ı şer'îsi Dersaadet'e irsâl olınmak bâbında Çirmen (Cisr-ı Mustafapaşa-Şvi-lengrad Bulgaristan'da) Mutasarrıfı Celal Paşa kullarına ve Dimetoka nâibine ve muharrir-ı mûmâ-ileyhe ve sâir iktizâ idenlere hitâben otuz üç (1233/Ağustos 1818) senesi Şevvâl-i şerîfinde bir kıt'a emr-i âlî ısdâr ü tesyâr kılınmış idi bu def'a muharrir-i mûmâ-ileyhin Dersaadet (İstanbul) e avdetiyle müşûrün-ileyh Celal Paşa kullarının cevâbî hâvî vârid olan bir kıt'a kaimesiyle Dimetoka ve Ferecik (Yunanistan'da) kazaları nâiblerinin iki kıt'a i'lâmları ve meallerine vakf-ı mezkûrın mütevelli ve tekye-nişînleri ve zeâmet mutasarrıflarından birinin vekil-i şer'îsi hâzır oldıkları hâlde mahall-i nizâ' üzerine varılub civarda olan kurâ ahalilerinden bî-garaz ve ehl-i vukuf ve müsinn (yaşlı) ve ihtiyâr cemm-i gafîr kimesnelerin ihbârlarıyle cümle müvâcehisinde (önünde) vakf-ı mezkûr arâzisinin kadîm olan hudûd sınurları muâyene kayd ü tahrîr olındıkda münâzaun-fih olan sâlifü-z-zikr (adı geçen) EBİL ve Mühr-i KOZ karyeleri ve ahalisinin ziraat eyledikleri arâziler hudûd-ı mezkûre dâhilinde oldıkları tebeyyün itmiş ve karyeteyn-i müzkûreteyn (adı geçen iki köy) yüz seneden mütecâviz bi-l-münâza'a zeâmet-i mezkûre tarafından zabt ve ta'şîr (10/1 öşür) olındağından sebeb ve hakikiyyeti huzzâr-ı müslimînden (hazır bulunan islâm kişiler) suâl ve istiknâh (gerçeği araştırmak) olındıkda mütevelli-i mûmâ-ileyhin sâlifü-z-zikr inhâsı vechile zeâmet-i mezkûr dâhilinde olan EBİL ve MÜHR-İ KOZ karyeleri bundan akdem harâb olarak ahalisi vakf-ı mezkûr arâzısı derûnına nakil ve müceddedan iki karye ihdâs ve iskân birle evvel isimleri tesmiye itmiş olmalarıyle bir zeman cânib-i vakıftan zabt ve ta'şir olınmış ise de ba'de eshâb-ı zeâmet olanlar hisselerini civanda bulunan ba'z-ı sâhib-i nüfûz kimesnelere ihâle ve ilzâm itmeleri hasebiyl ânlerin taraflarından zabt ve ta'şîr olına gelüb ve binâberin tarafeyn beyninde nizâ' münkatı' olamayıp (kavga bitmemiş) her ne ise el-yevm karyeteyn-i mezkûreteynin mevcûd oldukları mahaller ziraat olınan arâzileri vakf-ı mezkûrın oldığı bâıs âbâ an-cedd-i semâan (atalardan işitmek) ma'lûmımızdır deyû ihbâr olınmış idüği iş'âr ü inhâ olınmış ve ol-vechile muharrir-i mûmâ-ileyhin tahrîr itmiş oldığı hudûd-nâme dahi takdim kılınmış olmağla virilen fermân-ı âlî kaydı ve kuyûdât-ı sâiresi ba'de-l-ihrâc emr-i şerif-i mezkûre ve gelân cevaba nazaran muktezây-ı defter-hâkanisi defter-emini efendi kullarından isti'lâm olındıkda tafsîl-i kuyudâtı ba'de-l-beyân ber-muktezây-ı defter-hâkani sâlifü-z-zikr BÜYÜKVİRAN ve DARUBÜKÜ karyeleriyle tahtında muharrer SUVARİBÜKÜ mezraasının mahsûlât ve rüsûmâtı müşârün-ileyh KIZIL DELİ kuddise sırrıhû vakfı tarafından ve EBİL ve MÜHR-İ KOZ nâm karyeler dahi zeâmet mutasarrıfları olan dergâh-ı âlî çavuş gediklûlerinden es-Seyyid
Ali Enderûn-hâne-i Hâssa ve Mehmed Nuri Veled Abdullah ve Müteferrika Gediklülerinden es-Seyyid Kuşçi-i Agay ve Dârü-s-saadetü-ş-şerîfe ve Mîr İsmail ve Mîr Mustafa ve Mîr İbrahim Veledân-ı Müteferrika ve Mîr İsmail ve Mîr Mahmud Enderûn-hâne-i hazîne-i hümâyun taraflarından zabt olınarak tarafeynin birbirlerinden alâkaları olmamak iktizâ idüb ancak münâzaun-fihâ olan arazisinin fark ü temyiz ve tecdîdîçün ber-vech-i muharrer bâ-irâde-i seniyye sâdır olan fermân-ı âlî mûcebince mahallinde cümle ma'rifeti ve bî-garaz müslimînin ihbâr ve şehâdetleri ile vakf-ı mezkûrın arâzisinin tecdîd olındığını mübeyyin bir kıt'a memhûr hudûd-nâme-i mezkûr ma'mûlün-bih olmak üzere li-ecli-l-mürâca'a defter-hâne-i âmireye hıfz olınması husûsı hâk-i pây-ı hümâyun-ı mülûk-ânelerine arz u istîzân mütevakkıf idüğini i'lâm eylemiş olmağla evrâk-ı mezkûre manzûr-ı maâlîm-mevfûr-ı mülûk-âneleri buyurılmak içün arz u takdîm kılındığı muhât-ı ilm-i âlîleri buyurıldıkda emr u FERMÂN şevket-lû kerâmet-lû mehâbet-lû kudret-lû veliyyü-n-ni'metim Efendim Pâd-şâhım Hazretlerinindir.
 
Zeâmet-i merkume mutasarrıfları mûmâ-ileyhümin dahi rikâb-ı kâmyâb (mutlu) mülûm-ânelerine ve bâb-ı Alîlerine takdîm eyledikleri iki kıt'a arz-ı hâllerinde zikr olınan EBİL ve MÜHR-İ KOZ karyeleri ber-mûcib-i defter-hâkanî ber-vech-i iştirâk berâtları kaydlarına dâhil ve yüz seneden mütecâviz zeâmetleri taraflarından zabt ve ta'şîr (10-1-öşür) olına geldiğinden başka KIZIL DELİ SULTAN Vakfı mütevellisi tarafından mukaddemâ dahi karyteyn-i mezkûreteyn vakf-ı müşûrün-ileyhin arâzisi dâhilindedir deyû dahl ü taarruz vuku'ı lede-l-inhâ ber-mûcib defter-hâkani karyeteyn-i mezkûretiyn zeâmetleri taraflarından zabt ve ta'şîr olınarak vâki' olan müdâhalenin men' ü def'i bâbında bâlâsı hatt-ı hümâyûn-ı şevket-makrun-ı şâh-âne ile muvaşşah (süslenmiş) iki yüz on (1210/1795) târihinde emr-i şerîf verilmiş ve ol-vechile kat'-ı nizâ' (kavga durmuş) olınmış iken bu def'a vakf-ı mezkûr mütevellisi tarafından yine müdâhele olındığından ve husûs-ı mezkûre Kapudan Paşa kullarının mukaddemlerinde ol-havâlide bulunması cihetiyle vukuf-ı tâmi olduğından bahsla hakikat-ı hâl müşârün-ileyhden dahi isti'lâm olınarak (bilgi istemek) mukaddemki verilân emr-i âlîn te'kidini hâvî Çirmen mutasarrıfına hitâben bir kıt'a emr-i âlî sudûrını istid'â itmeleriyle husûs-ı mezbûr zımnında tarafeyne virilân evâmir-i aliyyenin kaydları ihrâc ve defter-dâr efendi kullarına havâle ile iktizâsı defter-emini efendi bendelerinden lede-l-isti'lâm zikr olınan EBİL ve MÜHR-İ KOZ karyeleri zeâmet-i mezkûr taraflarından ve BÜYÜKVİRAN ve DARUBÜKİ Suvadbükü mezraasının mahsûlât ve rüsûmâtları müşûrün-ileyh KIZIL DELİ SILTAN vakfı tarafından zabt olınmak iktizâ eylediği i'lâm olındakdan sonra keyfiyyet Kabudan Paşa kullarından dahi isti'lâm olındıkda müşârün-ileyh mukaddemâ zikr olınan EBİL ve MÜHR-İ KOZ karyelerini altı yedi sene mütevâliyen (ard arda) zeâmet mutasarrıfları taraflarından der-uhde ve iltizâm idüb müddet-i iltizâmında KIZIL DELİ SULTAN kuddise sırrahu vakfı tarafından kat'an müdâhale vuku'a gelmeyub hattâ karyeteyn-i mezkûrenin müsinn ü ihtiyâr ahalilerinden mevsûk kimesneler mukaddemlerde bir def'a vakf-ı mezkûr mütevellisi bizim vakfımız karyelerindendir deyu münâzaaya tasaddî itmişler ise de hilâf-ı defter ve kanun oldığı tahakkuk eylediğinden müdâhele men' ü def' olındı diyerek ifâde itmiş oldıklarını ve bu cihetle vakf-ı mezkûr mütevellisinin inhâsı hilâf olmak iktizâ eylediği nümâyan olduğından zeâmet mutasarrıfları mûmâ-ileyhimin istid'âları vechile yedlerinde olan emr-i âlînin tecdîdiyle hasımları tarafına virilân fermân-ı âlînin kaydı terkîn (silinmesi) olınması menût-ı irâde-i seniyye idüğini müşârün-ileyh kulları i'lâmında inhâ ü iş'âr eylemiş olmağla işbu evrâk dahi kezâlik manzûr-ı ma
âlîm-mevfûr (bol eser) şehr-i yârileri buyurılmak içün ma'rûz-ı huzûr-ı lâmi'u-n-nur (parlayan nur) mülûk-âneleri kılındı işbu münazau-fihâ olan EBİLve MÜHRİ-KOZ karyelerinin şimdiki bulındıkları mahaller ve ziraat olınan arâzileri bâlây-ı takrîr-i âciz-ânemde beyân olındığı vechile mahallinden gelân tahrîrât ve i'lâmât ve hudûd-nâmeye nazaran vakf-ı mezkûr tarafından ve kapudan Paşa kullarının i'lâmına nazaran eshâb-ı zeâmet taraflarından zabt olınmak iktizâ ider ise de bu bâbda nevechile irâde-i kerâmet-âde-i cihân-bânileri sünûh ve sudûr ider ise âna göre tanzîm ve icrâsına ibtidâr olınacağı muhât-ı ilm-i âlîleri buyurıldıkda emr ü fermân hazret-i men lehü-l-emrindir.

 

 GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİNE ÇEVİRİSİ
 
                Benim vezirim,
 
            Raporunun ilk kısmında açıklandığı üzere bu yerlerden gelen pek çok haberlere bakarak adı geçen köylerin vakıf tarafından zaptedilmesi gerektiği, ikinci kısma göre de zeamet tımarları (Osmanlı devrinde sipahilere verilen en büyük tımar) tarafından zeptedilmesi gerektiği anlaşılıyor. Bu iki tarafın delillerine bakarak bu iş şöyle olsun denilse diğer tarafa yazık olur. Ancak tapu ve kadostro kayıtlarına bakılırsa zeamet mutasarrıflarının dilekçelerine uygun bir karar çıkması  muhtemel ise de gerçekten zeamat sahipleri tarafından bu yerlerden yüz seneden beri öşür vergisi alınmakta mıdır iyice araştırılsın ve tekrar ifade alınsın.  
 
Allah’ın adıyla,
Yüce padişahımız efendimiz,

Yüce kişilerden Kızıl Deli Sultan –sırrı aziz olsun- vakfının mütevellisi bundan önce yüce makamınıza iki tane dilekçe takdim ederek Paşa Sancağı(Güney Bulgaristan’ın büyük bir bölümü ile merkezi Sofya olmak üzere Makedonya ve Ege Denizi ve daha sonra Manastır-Bitolya-Makedonya’ yı kapsıyordu. ) ‘ında Dimetoka (Yunanistan’da) nahiyesine bağlı Büyükviran Köyünde ve Darebüyü köyünde ve Süvaribükü arazisi adı geçen aziz kişinin vakfı olup ve yine sözü geçen nahiyeye bağlı Hacıali Viranî zeamiti denmekle bilinen zeametin kaydı içinde olan Ebil ve Mühr-i Koz köyleri aslında adı geçen vakfın arazisinin dışında ve yakınında yer alırken zamanla buralar harap olarak burada oturanlar eski köylerini bırakıp adı geçen vakfın arazisi içinde yeniden yeni bir köy kurup eski köylerinin isimlerini de bu köye vererek, şu anda burada bulunan Ebil ve Mühr-i Koz diye bilinen köyler adı geçen vakfın arazisi içinde olmak hasebiyle gereken verginin vakıf tarafından alınması gerekirken adı geçen zeametin mutasarrıfları olan kimseler bu sonradan kurulan köylere bizim zeametimize dahildir diyerek aralarında uzun senelerden beri tartışması sürüp gitmekte olup, tapu defterine değişik emirlerin varlığı yazılmış ise de hakkı yerine getirmek mümkün olmamıştır. Bundan sonra bu tartışmanın iyice büyümesi endişesinden defterdarlıktan bir memur görevlendirilerek bu iki köyün arazisinin tekrar yazılıp, sınırlarının tekrar çizilmesi hakkında bir emr-i şerif çıkarılması  istenmiş, bunun üzerine Abdülhamit isimli bir kişi oraya görevli olarak gönderilmiştir. İki tarafın hazır bulunmaları üzere bu iki köyün sınırları yeniden belirlenmiş ve çizilen bu sınırın haritası İstanbul’a gönderilmiştir. Bu durum Çirmen Mutasarrıfı Celal Paşa’ya da bildirilmişti. Görevli olan kişi İstanbul’a dönüşünde Celal Paşa’nın cevabını içeren bir raporu ile Dimetoka ve Ferecik kazaları nailerinin iki adet raporlarındaki anlatılana göre, adı geçen vakfın mütevelli ve tekkenişinleri ve zeamet mutasarrıflarından birinin vekili hazır oldukları halde tekrar tartışmalı yere varılıp o civarda bulunan köylerin ahalilerinden bu işi bilen ve artniyet taşımayan  yaşlı kimselerin bulunup getirilmesiyle vakfın eski sınırları kontrol edilip, kavgalı olan  ve adı geçen Ebil ve Mühr-i Koz adlı köyleri ve ahalisinin ekip biçtiği arazilerin bu hudutlar dahilinde oldukları açığa çıkmış ve adı geçen iki köyde yüz seneyi aşkın bir süredir tartışmalı bir şekilde bu yerlerin zeamet sahipleri tarafından  öşür alınmaya maruz kalmıştır. Bu durum orada hazır bulunanlardan sorulmuş, onların beyanlarına göre, bu iki köy bundan önceki yıllarda harap olmuş  ahalisi adı geçen vakıf arazisi içine taşınarak, yeniden iki köy kurulmuş ve ilk köylerinin isimlerini tekrar almışlardır. Bir süre vakıf tarafından burada oturanlardan öşür alınmış ise de daha sonra bu civarda bulunan bazı nüfuz sahibi insanlar tarafından bu öşür alınmaya başlanmıştır. Ancak yine iki köy arasında tartışma bitmemiştir. Bu iki köyün arazisinin  aslında vakıf arazisi olduğu ve bunun baba dedelerimizden duyduğumuz bir haberdir demişlerdir. Bu hususta görevli Abdurrahman efendinin çizmiş olduğu sınırlar  makama takdim olunmakla verilen ferman ile gereği defteremini efendi kullarından sorularak kaydının tafsili tapu defterindeki beyana uygun olarak, adı geçen Büyükviran ve Darubükü adları ile kayıtlı olan Suvaribükü  mezrasının gelir ve vergileri adı geçen Kızıl Deli  Sultan vakfı tarafından ve Ebil ve Möhr-i Koz isimli köyler de zeamet mutasarrıfı olan yüce dergah çavuşlarından seyyid  Ali  ve Mehmet Nuri veled Abdullah ve müteferrika gediklilerinden seyyid Kuşcı Agay ve Mir İsmail  ve Mir Mustafa ve Mir İbrahim  ve Mir İsmailin arazileri hazine tarafından zabt edilip iki tarafın biribirlerinde hakları olmadığı gerektiği ancak tartışmaya sebep olan arazinin gerçek mahiyetinin ne olduğunun anlaşılması için yukarıda yazıldığı gibi çıkan emri  gereğince yerinde tarafsız insanların şehadetiyle adı geçen vakfın arazisinin yeniden belirlendiğini gösteren bir rapor ve hududname  isteyenlerin bakması için tapu dairesine verilip orada saklanması padişahın arzusu olmuştur. Bunun üzerine bu evrak yüce padişaha sunulmak üzere hazırlanmış ve takdim kılınmıştır. Bundan sonra emir ve ferman hazreti padişah efendimizindir.

Adı geçen arazinin gelirini alan mutasarrıflarının da yüce padişaha takdim ettikleri iki raporda adı geçen Ebil ve Mühr-i Koz köyleri tapu defteri kayıtlarına göre  bu köylerden yüz seneden fazla bir zamandır buralardan öşr aldıklarından başka Kızıl Deli Sultan vakfı mütevellisi tarafından daha önceden adı geçen iki köyün kızıl deli vakfı arazisi içindedir diye karşı bir rapor vermeleri ve bunun tapuya ulaşmasıyla, bu iki köyün gelirinin taraflarından zabtedilip öşürü alındığı vemeydana gelen bu müdahelenin  giderilmesi hakkında 1210/1795  emri ve ferman verilmiş,  bu şekilde kavga sona ermiş  iken bu defa da adı geçen vakfın mütevellisi tarafından yine müdahale olunduğundan ve bu konuya Kapudan Paşa kullarının takdimlerinde o bölgede bulunması sebebiyle durumun esası adı geçen kişiden de sorularak takdimde sunulan emrin teyid edilmesini içeren  Çirmen Mutasarrıfına hitaben bir raporun çıkarılmasını istemeleriyle bu konu hakkında iki tarafa verilen emirlerin kayıtları çıkarılarak Defterdar efendiye havale edilerek gereği Defteremininden dilekçe ile adı geçen Ebil ve Möhr-i Koz Suvadbükü mezralarının gelir ve vergileri Kızıl Deli Sultan Vakfı tarafından –zapt olunması gerektiği duyurulduktan sonra durum kapıdan paşa tarafından da araştırıldığında adı geçen kişi, daha önce bahsedilen Ebil ve Möhr-i Koz köylerini altı yedi sene ardarda zeamet mutasarrıfları tarafından kulllanılıp bu arada Kızıl Deli Sultan vakfı tarafından kesinlikle hiçbir müdahele meydana gelmeyip hatta bu iki köyün ihtiyar kişilerinden bu durum sorulmuştur. Onlar da bu vakfın mütevellisi bizim vakfımızın köylerindendir diye tartışmaya başlamışlarsa da bu söylediklerinin tapu defterinin ve kanunun tersine olduğu anlaşıldığından müdahele reddedilmiştir. Bu yüzden adı geçen vakfın mütevellisinin dilekçeleri doğrultusunda ellerinde bulunan yetki belgesinin yenilenmesiyle karşı tarafa verilen fermanın silinmesi ve iptal edilmesi yüce iradenin isteği olduğundan adı geçen şahısların işaret ettikleri  bu durum yüce padişah efendimize takdim edildi. Bu adı geçen iki köy
şimdiki bulundukları yerleri ve arazileri  dilekçemde arzettiğim üzere yerinde tesbit edilen hududtnameye de bakarak adı geçen vakıf va kapıdan paşa tarafından gelen raporlar da göz önünde bulundurularak zeamet sahipleri tarafından buraların zaptedilmesi gerekirse de bu konuda nasıl emir ferman buyurursanız ona göre hareket edilip gerekenin yapılacağını arzederim Her konuda ve bu konuda emr yüce efendimizindir..

BELGE NO: II

 
 BELGENİN OKUNUŞU
 
ÇİRMEN SANCAĞI MUTASARRIFI  ES’AD PAŞANIN KÂİMESİDİR
 
            Ol tarafta olan Bektaşi Tekyeleri’ne dair yazı isti’lam-name-i çakerinin cevabını mutazam olub Dimetoka kazasında kâin Kızıl Deli Sultan Tekyesi  denilen zi u bâlâ ta’biriyle iki aded tekye olarak yirmi de pâre kurâsı ve yedi âsyaâb ve biraz hayvan olduınını ve bunlardan bir şey kaçırılmamak içün zikr olınantekyeler tarafından şimdilik me’murlar irsâliyle muhâfaza eylediğini beyân  buyuruldu. Ol-bâbda lâzime-s-suduûr olan emr-i âlînin ısdâr u tesyaârını ve bende âhirde zikr olınan tekyelerden başka o-havâlide müteâref olarak on aded dahi BEKTAŞİ TEKYELERİ  oldığı inhâ ve esâmilerini mübeyyin bir kıt’a defterini isrâ’ ve müteâkıben kapukethüdasına meb’ûs bir kıt’a şukkanın fezleke-i mealinde dahi tâife-i mezkûrenini âyinlerinden olan MÂTEMLERİ MEVSİMİ takarrub eylediğinden irâde-i seniyyenin tarfına serîan bildirilmesi iş’ar ü inbâ itmiş olmağla keyfiyyet ma’murîn kullarına der-miyân olındıkda ba’z-ı erbâb-ı vukufın ifâdesine göre zikr olınan KIZIL DELİ TEKYELERİ  cesîm ve bir iki yüz odalı metin mahaller oldığından bi-menni-hizteâlâ Edirne’de tahrîr olınacak ASAKİR-İ MANSÛRE’nin birazı bi-l-iktiza oraya ikame olınarak merbûtı olan kurâ ve sâire cânib-i mîrîden zabt ve idâre birle hasılatının asâkir-i mezkûre masârifine tahîs sûretleri hatıra gelür ise de bunlar kurâ’ ve âsiyâb ve hayvanatı kendülerine mâl edinerek daimâ üzerlerinde oldıklarından şimdiki hâllerinde haylice hâsılât me’mûl olsa dahi cânib-i mîrîden idâresi  mültezim yediyle olmak lâzım gelüb mültezimler dahi be-her-hâl  mal sâhibi gibi bakmıyarak mevcûd olan hayvanât telef ve değirmenleri harâb u muattal olacağı der-kâr oldığına nazaran bundan böyle kurâ’ı mezkûrenin a’şâr ve rüsumâtı cânib-i mîrîye hayırlu  olacağı ve sâlifü-z-zikr Z^İR VE BÂLÂ TEKYELERİ’N meydan  oldaları câmi’-i şerîf olmak üzere tebdîl ü ibka birle müşârün-ileyhin iş’âr eylediği diğer on altı aded tekyeler ve bunlardan başak Rumeli ve Anadolu’da olan  sâir BEKTAŞİ TEKKKELİR hedm olınmak ve şukadar ki içlerinde medfûn olanlar mazanne-i kiâmdan olmak dahi muhtemel oldığından fakat  türbeleri  hedm olınmayıp bir türbe-dâr ta’yin kılınmak üzere gerek Rumeli ve gerek Anadolu’da vâki’ BEKTAŞİ TEKYERİ’nin şeyh ve dervişlerinin hâllerini ferden ferden civarlarından tahkik ü tedkik ve kitaplarını mutâlaa ve tekyelerinre merbût olan evkap ve kurâ’ ve mezâri’ ve arâzi ve sâireyi tahrîr etmek üzere ba-fermân âlî birer mübaşir ile ve taraf-ı şer’den birer müvella ta’yini ve buhusûsa müteayyin ve me’mur olacak bendeleri bu madden başka defter-dâr efendi kullarının takdîm eylediği bir kıt’a takrîrinde  münderic ü mestûr oldığı üzere havas-ı hümayunları korular nefaret ve hayvanatın istihsal-i hüsn-ı nizam ve tesviyesi hususunda dahi me’mur kılınması münasib olacağından Anadolu tarafına ağa ma’zullerinden geçende hâcelik verilen Mahmud Efendi  ve Cebecibaşı sabık Ali ağa bendeleri hatıra gelüp Rumeli tarafına me’mur olacak bendelerinin dahi koru-i hümayun maslahatı münasebetiyle mîr-âhur şehriyarileri ma’zullerinden veyahud sair münasib bendelerinden intihab ve ta’yin irade-i seniyye-i şahanelerine menut idüğü ve muma ileyhüma Mahmud Efendi ve Ali Ağa kullarından birinin Anadolu tarafına ve irade-i aliyye-i mülukaneleri buyurulan bendelerinin dahi Rumeli tarafına ta’yinleri takdirinde Pirlepeli Ahmed Efendi daileri dahi Anadolu tarafına müvella ta’yin ve bunların maiyetlerine başmuhasebe ketebesinden dahi bir nefer kat terfik olunarak ısdar olunacak evamir-i aliyyede bu defa bilcümle ulema-yı i’lam ve Dersaadette kâin Nakşibendî ve Halvetî ve Sa’dî ve Kadirî ve sair turuk-ı aliyye meşayihi ittifakıyla Anadolu ve Rumeli ‘nin mecma ehl-i rafz u ilhad olan Bektaşi Tekkelerinin def-i refi karar-gir olmağla mevcud olan şeyh ve dervişlerinin keyfiyyet-i ahvallerini sırrı ve alenen gereği gibi tahkik ve tedkik ile cümlesinin haklarında mukteza-yı  şeriat-ı mutahharanın icra zımnında mahsusen mübaşir ve müvella ta’yin olındığı derc ü tastir havas-ı humayunları koruları içün dahi iktizası vechile başkaca evamir-i aliyye tasdir olınması ve müşarün ileyh Es’ad Paşa’nın mârü’z-zikr şukkanın ferman-ı âliyi ta’cil etmesi erbâb-ı vukufın ifadesine göre tâife-i mezburenin bir gûne muhalefet ve cemiyete cesaretleri mülahazasına mebni değil ise de her ne ise tayin buyurulacak mübaşirler dahi serîan hareket ve azimet etmek üzere evvelce taraf-ı çâkeriden müşarün ileyhe mektub tahririyle mealinde vechele bâ ferman-ı âli mübâşir ve müvella varmak üzere olmağla evvel emirde tarafınızdan iktiza edenlere buyuruldı isdarıyla bunların matem ayinlerini men’i u def’ idüb mübaşir ve müvella varmaksızın icab ederse tîz elden emval ve hayvanat ve sâirelerinin zabtı hususlarını icra eyleyesiz deyü yazılması ve muma ileyhima müvella efendiler dailerine üçer bin guruş harc-i râh  i’tası münasib olacağı hususları tezekkür olunmış ve sâlifü’z-zikr defter ve şukka de        fterdâr efendi kullarının takriri dahi manzur-ı hümayun-ı mülûkâneleri buyurılmak içün arz ü takdim kılınmış olmağla müzakere olındığı vechile Bektaşî Tekkeleri maddesi içün muma ileyhüma Mahmud Efendi ve Ali kullarından kangısı irade-i aliyye-i cihanbânileri taalluk buyurulur ise Anadolu tarafına ve irade-i seniyye şehr-i yari müteallık buyurılan âhar bir bendelerinin dahi Rumeli canibine memuriyetleriyle havas-ı hümayun koruları maslahatı dahi aânlerine ihale ve pirlepeli Ahmed Efendi ve Çerkeşli Mehmed Efendi daileri dahi müvella ta’yin birle lâzime’s-sudûr olan evamir-i aliyyenin ısdar ve muma ileyhüma dailerine ol miktar rarc-ı rah i’tası ve bunların maiyyetlerine başmuhasebeden birer nefer katib tayini  ve Es’ad Paşa kullarına minval-i meşruh üzere mektub taharrî hususları muvafık irade-i seniyye-i mulükaneleri buyurulur ise emr u ferman hazreti veliyyül emr efendimizindir.
 
                                                                                                            Fi Zilhicce Sene 1241
Mühür (Es’ad)  
 
 
        
GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİNE ÇEVİRİSİ 
 
O tarafta olan Bektaşi Tekkelerine dair yazı,  mutasarrıfın yazısının cevabını içermekte olup Dimetoka kazasında bulunan Kızıl Deli Sultan Tekkesi denilen ve aşağı ve yukarı diye bilinen iki tane tekke olup bu tekkelere ait yirmi dört tane köy ve yedi su değirmeni ve bir miktar hayvanın bulunduğu belirtilmiş, bunlardan hiçbir şeyin eksilmemesi için bu adı geçen tekkeler tarafından şimdilik memurlar gönderilerek korunduğu beyan edilmiştir. Adı geçen tekkelerden başka o civarda bilinen on tane Bektaşi Tekkesinin olduğu haberi ulaşmış ve isimleri yazılı bir evrak acilen ulaştırılmış bunu takiben de Kapıkedhüdasına gönderilen bir yazının içeriğinde de adı geçen taifenin ayinlerinden olan Matemleri Mevsimi (10 Muharrem) yaklaştığından yüce padişaha acilen bildirilmesi gerektiği bazı memurlara ifade edildiğinde, bu işi bilen bazı kişilerin ifadesine göre adı geçen Kızıl Deli Tekkelerinin kalabalık ve bir iki yüz odalı sağlam yerler olduğundan Allah’ın izniyle Edirne’de bulunan muzaffer askerlerin bir kısmı gerektiğinde oraya yerleştirilerek , tekkelere bağla olan köyler ve diğer mallar kumutanlar tarafından zapt edilip idaresi edilerek gelirinin bu askerlerin masraflarına ayrılması düşünülmüş ise de bu tekkeler köy ve sudeğirmeni ve hayvanları kendilerine mal edinerek sürekli üzerinde olduklarından şu anda bir çok gelirinin olacağı ümit edilmekte  ise de komutanlar tarafından idaresi mültezim(devlet gelirini kesimle üzerine alan) aracılığı ile yapılması gereği olduğundan, mültezimler de her halde mal sahibi gibi bakmayarak var olan hayvanlar telef ve değirmenlerin harap olacağı açık olduğundan bundan böyle adı geçen köylerin vergi ve diğer gelirleri beylertarafından zaptedilmek üzere hayvan ve değirmenlerin satılmasıyla paraya çevrilmesi beyler açısından hayırlı olacağı ve adı geçen Aşağı ve Yukarı tekkelerin meydan odaları cami-i şerif olarak değiştirilmesine, diğer on altı tekke ve bunlardan başka Rumeli ve Anadolu’da bulunan diğer Bektaşi tekkeleri yıktırılıp içinde medfun olanlar ermiş kişilerden olacakları ihtimal dahilinde olacağından bunların bulunduğu türbeler yıkılmayıp bir türbedar tayin edilmek üzere gerek Rumeli ve gerekse Anadolu’da bulunan Bektaşi Tekkelerinin şeyh ve dervişlerinin durumlarını tek tek bulundukları yerde inceleyerek, kayıtlarını kontrol ve kendilerine bağlı vakıf, köy ve mezraların arazilerin durumunu kaydetmek üzere fermanı bulunan bir mübaşir ile müftülükten bir görevli tayin edilecek. Bu hususa memur olacak görevliler bu görevden başka defterdar efendi kullarının takdim ettiği bir raporunda yazıldığı üzere özel mülkleri hayvanat ve hizmetçilerin düzenli bir şekilde yerleştirilmesi hususuna da memur kılınması uygun olacağından Anadolu tarafına işinden çıkırılan ve geçenlerde kendisine hocalık rutbesi verilen Mahmut Efendi ve Cebecibaşı Sabık Ali Ağa kulları akla gelip Rumeli tarafına memur olacak kullarının da padişah korularının da padişah korusunda mîrâhur(ahır müdürü) veya boşta olanlardan birisi seçilip oraya tayin edlmesi ve adı geçen Mahmut Efendi ve Ali Ağa kullarından birinin Anadolu tarafına ve yüce makamınızın belirleyeceği kulunuzun da Rumeli tarafına tayinleri ile  Pirlepeli Ahmet Efendi duacınız da Anadolu tarafına memur tayin edilmesi ve bunların yanlarına başmuhasebe yazıcılarından da bir nefer katılarak, çıkacak olan yüce emir bu sefer tüm alimlere ulaştırılıp İstanbul’da bulunan Nakşibendî, Halvetî, Sa’dî, Kadirî ve diğer tarikatların şeyhlerinin ittifakıyla Anadolu ve Rumeli’de bulunan dinden dönüp sapık bir inanca sahip olan Bektaşi Tekkelerinin kaldırılması kararlaştırılmış ve mevcud olan şeyh ve dervişlerinin durumları açık ve gizli bir şekilde incelenerek hepsinin haklarında şeriatın gerektirdiği gibi icra olunması hakkında özel bir mübaşir ve memur tayin olunacağı yazılması padişah korularının durumu için gereken başkaca yüce bir emir çıkarılması ve adı geçen Es’ad Paşa’nın yukarıda bahsi geçen yazının fermanın çıkmasını çabuklaştırması, bilir kişinin ifadesine göre  bu adı geçen grubun bir şekilde muhalefet ve toplanmaya cesaret etmeleri hususunun aslı ne ise tayin edilecek mübaşirler de hızlı bir şekilde hareket edecekler ve  daha önce belirtilen yerlere varacaklar ve bunların matem ayinlerini yasaklayıp, müvella varmadan bunların mal ve hayvanlarına el koyacaklar. Bu giden görevlilere üçer bin kuruş yolluk verilmesi uygun olacağı düşünülmüş ve adı geçen defter ve şukka defterdarının raporu da yüce makama  sunulmuş ve müzakere olunduğu üzere Bektaşi Tekkeleri konusunda adı geçen Mahmut Efendi ve Ali 
 kullarından hangisine yüce irade uygun görür ise Anadolu tarafına ve uygun görülecek diğer bir kulunuzun da Rumeli tarafına memur edilmesiyle özel korular meselesi de onlara bırakılarak Pirlepeli Ahmed Efendi ve Çerkeşli Mehmed Efendi de görevli tayin edilerek gerekli olan emirlerin çıkarılması ve adı geçenlere o kadar yolluk verilmesi ve bunların yanına başmuhasebeden birer tane katip tayini ile Esad Paşa’ya bu konuları içeren bir mektup yazılması yüce makamınızca uygun görülür ise, bu konu ve her konuda emir ve ferman efendimiz hazretlerinindir.                                                                                
                                                                                              1241/1826     

PADİŞAH II. MAHMUD’UN HATT-I HÜMAYUNU
(1241/1826’da) 
 
            Çirmen Mutasarrıfı Es’ad Paşa’nın işbu kaimesiyle diğer şukkası ve defterdarın takririyle evrak-ı saire manzur u ma’lum-ı hümayunum olmuşdır müşarün ileyh Bektaşi şeyhlerini tarafına celb ve ihzar içün güzel zemin bulmış kaldı ki müşarün ileyhin iş’arı üzere panayır ve matemlerinin takribi cihetiyle gecikdirmeyüb hemen iktiza iden emri isdar olunmak lazımdır. Rumeli canibine halen mirahuru-ı evvel Ali Bey’den münasibi hatırıma gelmez mîri muma ileyh hususi mezkure mübaşir tayin kılınarak maiyyetine başmuhasebeden bir mütefennin katib terfik ve Pirlepeli Ahmed Efendi müvella olarak irsal ve Anadolu canibine dahi Cebecebaşı Esbak Ali Ağa  mübaşir ve Çerkeşli Mehmed Efendi müvella tayin ve bunların dahi maiyetlerine başmuhasebeden  kezalik bir hünerli katib terfik ve müvella efendilere üçer bin guruş harc-ı râh  i’tasıyla tarafından müşarün ileyh Es’ad Paşa’ya iktizasına göre mektub tahrir ve lazım gelen evamirin ısdariyla icraasına ibtidâr eyleyesin mîrâhur-ı evvel Ali Bey mübaşir nasb u ta’yin  kılınmış olduğından hâlen Kapucu Kethudası Derviş Bey Mîrâhur evvelliğe ve Mirâhur sâni Musa Ağa kapucu Kethüdalığına mir âhur sânilik dahi Davud paşa Kışlası bina emini Mehmed Ağa’ya tevcih olınarak iktiza eden    icra oluna. 
 
BİSMİHΠ         
 
Devletlü Atüfetlü Ubbehetlü  Re’fetlü Veliyyünni’am Amimü’l-cûd ve’l-Kerem Efendim Sultanım Hazretleri,
 
            Revâfız-ı Bektaşiyenin harekât-ı senîaları beye’l-enâm tevatür-i bâb-ı iş’ar olduğundan ber-mukteza-yı şeriat-ı Muhammediye tâife-i mezbure saflarında dersaadette icra olınan muamelenin taşralarda dahi icra olınması irade-i seniyye muktezasından olmaktan nâşi Çirmen sancağında kâin Kızıl Deli Sultan Tekyesi ile sâir Bektaşi tekyelerinin âsitane usuline tatbikan hedm u ifnası ve Bektaşilerden sû-i i’tikad ve ayin-i rafaz ü ilhad ile şehr tekye olanlarının şehir ve kasabalara celb ü cem ile müfti efendiler ma’rifetiyle telkin-i dîn olarak tashih-i i’tikad eylemeleri hususunda mübaderet olınmak icab idüb şöyle ki, Kızıl Deli Tekyesi cesîm ve içinde Bektaşiler kesretlü olup savb-ı çâkeraneme  celb içün âdem irsâlinde muhalefet itmeyecekleri der-kâr ise de tekye-i mezkûrenin bunlardan tahliyesi ile âsitane’de icra olınan usulün bu tarafta dahi icrası ne gûne tedbîr ve ikdâma muhtac oldığı ve ol babda emr-i âli ısdarı iktiza idüb itmeyeceği ve tekye-i mezkûre ile sâir Bektaşi Tekyelerinin vucud-ı revafızdan  tahliye va tathiri ne makule rey ve tedbire muhtac ise ona göre hareket olınmak içün keyfiyeti etrafiyle hâk-ı pây-ı veliyyünnimetlerine iş’ar olunması ve tekye-i mezkûrenin emvâl ve nukûd ve eşya ve hayavânat  ve vâridâtılarının keyfiyet ve kemiyetini erbâb-ı vukuftan tahsil tahrir ü tezkere mübaderet kılınması bâbında sâdır olan bir kıt’a emirnâme-i sâmî-i veliyyünniamileri ve reside-i dest-i ihtiram ve mefhum-ı münifi karin-i iman abd-i sadakat-ı ittisamları olup sâlifü’l-beyan Kızıl Deli Sultan Tekyelerinin Bektaşileri ahvaline ve ehval ve esrarının keyfiyyatına ve gerek sair Bektaşi tekyelerinin varidatına Edirne’de vücıhından  ve saireden erbab-ı vukuf bulunmak asebesiyle taifeyi mezbûrenin ahvaline vukuf ve kesb-i ittıla kaziyyesi anlerle ihtilata menût idüğünden bu cihetle kimesnenin malumu olmadığı ve şeyhlerinin bu tarafa celbi mukteza-yı hâlden olacağına binâen maksud-ı aslı olan irade-i mezkureye dâir ser rişte verilmeyerek toprak nizâına dari bir madde-i mesnûa zımnında tekye-i mezkurenin Meydan-ı Zîr Meydan-ı Bâlâ şeyhleri taraf-ı çâkeriye celb ve ihzarları içün buyurıldı ısdar ve mahsus âdamım tesyar kılınarak Kızıl Deli Tekyelerinin îrâdât ve nukud ve emval ve hayvanâtı keyfiyyetleri sual olındukta tekyelerin nukuda dair mevcudları olmayarak sâireden civarında vâki ve Dimetoka kazasına tabi yirmi dört pâre kurâ ve yedi aded âsyâb vakıfları ve iki bin beş yüz re’s ağnâm ve keçi ve iki yüz baş sığır hayvanatı vc kırk elli kadar hergele ve yirmi otuz çift karasığır öküzü mevcud idüğini ve iki tekyede çift hizmetkarlarından ve çoban ve değirmenci ve hergeleci hademesinden başka hidmetçi Bektaşi dervişi olarak kırk elli nefer kimesneler oldığı ve mezkur yirmi dört pare kura içinde yedi sekiz yüz miktarı Kızıl Deli Sultan’a nisbet ile erzadeler tabiriyle adamlar olup nezl ü avârızdan başka tekaliflerini i’ta etmekte olub evladiyyet davalarına mebni öşür vermediklerini ifade eylemişler ise de mezburları ihzar eden mübaşir kullarının ifadesine nazaran zikr olunan tekyelerde yüz elli miktar bekar Bektaşi olub civarında olan kuralarında dahi vech-i muharrer üzere bir takım erzâde ve bende ta’biriyle müteallikâtları olarak tekyelerin irâde zuhurına dekkin devâbb ve mevaşi ve sâiresenin muhafazasına memur tayin lınması lazım geleceği anlaşıldığından mezbûr şeyhler nezd-i çakeride tevkif olınarak  tekyelerden firarı   yeniçeri eşkiyası taharrisi vesilesiyle buyuruldılar ısdar ve yetmişer seksener atlı ve Dimetoka naibinden iki nefer emin şer’i bil-istihsab zikr olunan tekyelere varıp buyurıldıları mucibince firari eşkiyası taharrisi suretiyle irade-i seniyye zuhuruna dekkin ikame iderek tekyelerden bir mahalle emval ve eşya ve devvab ve mevaşi kaçırılmamasına ihtimam ve dikkat eylemek üzere iki nefer mübaşir kulları tayin ve tesyar   kılınmış olmağla bi menhi teala zikr olındığı üzere mübaşiran kulları iktiza eden ferman-ı âli zuhurunda dekkin usulu meşruh üzere tekyelerden kaldırılmağı ve emr-i şerif zuhurunda inşaallü teala mübaşirler marifetiyle iktizası icra ittirileceğire binaen gerek tekye-i mezkure ve gerek Çirmen Sancağındaki sair Bektaşiyye tekyelerinin Dersaadette icra buyurulan usule tatbikan hedmi ve derununda olanlar hakkında karargir olan irade-i seniyyenin icrasıyla tekye-i mezkure ve sair Bektaşi  tekyelerinin bunlardan tahliyesi içün iktizası vech-i lazime’s-sudur olan emr-i şerif-i âli şanın ısdarı ile tekye-i mezbureye merbut olan karyeler ve îrâdât ve hayvanat ve sairesi haklarında teveccühle irade-i seniyye tealluk ider ise emr-i şerif-i mezkurde derc ü tesaddiye inayet buyurılarak bir mu’temed mübaşir kullarıyla serîan tesyarı menut irade-i aliyyeleri idüğü beyanı vesile-i ibraz-ı sadak-ubudiyyetim olmışdır inşaalahü teala lede’ş-şerefü’l-vusul muhat-i ilm-i âlem-i eday ve sübhaneleri buyurıldıkta ol babda ve her halde emr u ferman devletlü inayetlü atıfetlü übbehetlü  re’fetlü veliyyünniam amimü’l-cûd ve’l-kerem efendim sultanım hazretlerinindir. Fi sene 1241
                                                                                                            Mühür
                                                                                                            (Es’ad)
 
 
Devletlü İnayetlü Âtıfetlü Übhetlü Re’fetlü Veliyyüniam Amîmü’l-cûd ve’l-kerem Efendim Sultanım Hazretleri,
 
Metn-i ariza-i çâkeride beyan olındığı üzere Kızıl Deli tekyelerinden maada derûı ariza-i çâkeriye leffen takdim kılınan pusula nâtık oldığı üzere Çirmen Sancağında oldıkça müteâref olarak on altı aded Bektaşi Tekyeleri olub bazılarının âsyâb ve tarla misüllü evkafları oldığı üzere  istima’ olınmış ise de mahalline mübaşir irsaliyle taharri olınmadığından îrâdları ne makule şeydir ma’lum olmadığından ve bu tekyelerden başka bazı mahallerde zaviye misillü tekyeler dahi var ise de derhal tahkik olınamayıb oldık</DIV
Not: 18. SAYI – Yaz 2001

Kaynak:
http://www.hbektas.gazi.edu.tr/portal/html/modules.php?name=News&file=article&sid=292

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*